14. Hukuk Dairesi 2016/11815 E. , 2019/5668 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Talep eden tarafından, 11/03/2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin reddine dair verilen 11/06/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi talep eden vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Talep, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Karabağlar Kaymakamlığı, İlçe Nüfus Müdürlüğünün 26.02.2014 tarihli yazılarında, muris ...’in 21.02.2014’te mirasçı bırakmadan öldüğü belirtilerek, Türk Medeni Kanununun 501. maddesi gereğince işlem yapılması talep edilmiştir.
Mahkemece, murisin mirasçısı olup olmadığı yönünde 08.04.2014 tarihli kolluk araştırma raporunda, ...’in mirasçılarının ..., ..., ... olduğunu, ...’ın halen Bulgaristan vatandaşı olduğu ve Bulgaristan Devletinde ikamet ettiği yerin açık adresinin tespit edilemediği, ...’in (TC:...) ... mahallesi ... sokak No:12 ... adresinde ikamet ettiği, ...’ın ... mahallesi ... sokak no:8 ... adresinde ikamet ettiği hususları bildirildiği, kolluk araştırma raporuna göre bildirilen ...’e duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği ancak duruşmaya gelmediği, dosya kapsamında bulunan tüm delil durumu değerlendirildiğinde murisin yasal mirasçıları bulunduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, talep eden vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK"nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma ilkesi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekismesiz yargıda re"sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir.
Somut olayda, ... İli, ... İlçesi, ... mahallesi, ..., BNN:1’de kayıtlı, ... kızı, 18.02.1923- ... doğumlu ...’in, 10.05.1943’te evlendiği, dul olarak nüfusa tescil tarihinin 18.01.2012 olduğu, 21.02.2014’te vefat ettiği anlaşılmaktadır. Murisin mirasçısı olduğu iddia edilen ...’in ... İli, ... İlçesi, ... mahallesi, ..., BSN:1’de yer aldığı, ... ve ... oğlu olduğu, 02.01.1954- ... doğumlu olup 13.05.2002’de nüfusa tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece murisle anılan kişi arasındaki irs bağının nasıl kurulduğu ise anlaşılamamaktadır. İlgili kolluk birimince mirasçı olarak tespit edilen diğer kişiler ... ve ... ile ilgili de bir araştırma yapılmamıştır.
O halde; murisin Bakanlar Kurulu’nun 16.12.2011 tarih ve 2011/2592 sayılı kararıyla, murisin mirasçısı olduğu iddia edilen ...’in Bakanlar Kurulu’nun 20.02.2002 tarih 3781 sayılı kararıyla vatandaşlığa alındığı anlaşıldığından, bu işlemlere ilişkin tüm dayanak belgeler İçişleri Bakanlığı’ndan talep edilmelidir. Murisin Bulgaristan’dan geldiği bildirildiğinden, İçişleri Bakanlığı’ndan gelen yazı cevabında murisin Bulgaristan’daki kimlik bilgilerinin yer alması halinde yabancı adli makamlardan murise ait nüfus kayıtları istenilmelidir. Mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince tüm araştırmalar yapılmalı, buna rağmen murisle geçerli irs ilişkisi olan mirasçının tespit edilememesi halinde Türk Medeni Kanununun 501. maddesi gereğince Devletin mirasçılığına karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/09/2019 tarihinde oy birliğiyle ile karar verildi.