Esas No: 2022/8992
Karar No: 2022/21991
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8992 Esas 2022/21991 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/8992 E. , 2022/21991 K."İçtihat Metni"
KARAR
Görevli memura mukavemet suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 258/1. maddesi uyarınca 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2009 tarihli ve 2004/4 esas, 2005/72 sayılı kararının 30/06/2009 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 24/02/2010 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 258/1. maddeleri gereğince 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2020 tarihli ve 2020/49 esas, 2020/94 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/05/2022 gün ve 2022/57338 sayılı istem yazısıyla dava dosyaları Daireye gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, suç tarihinin 12/01/2004 olduğu ve sanık hakkında verilen 22/06/2009 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 30/06/2009 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 24/02/2010 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 30/06/2009 ile 24/02/2020 tarihleri arasında dava zamanaşımı süresinin duracağı, yargılama konusu suç tarihi itibariyle sanık lehine olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/4 ve 104/2. maddelerine göre 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tâbi olduğu dikkate alındığında, suç tarihi olan 12/01/2004 gününden hükmün açıklanmasına ilişkin kararın verildiği 17/09/2020 tarihine kadar geçen 16 yıl 8 ay 5 günden, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 30/06/2009 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun suç tarihi olan 24/02/2010 tarihleri arasında geçen 7 ay 24 günlük durma süresi çıkarıldığında 16 yıl 11 gün geçmiş olduğu cihetle, dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, davanın düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Sanık hakkında inceleme konusu dosyaya ilişkin tüm soruşturma ve kovuşturma evraklarının aslı ya da onaylı örneğinin fiziki dosya ve UYAP kayıtlarında bulunmadığı,
Anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebi hakkında karar vermeye yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Söz konusu eksiklik giderildikten sonra kanun yararına bozma incelemesi yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu eksiklik giderildikten sonra kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.