Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20244
Karar No: 2015/5597
Karar Tarihi: 26.03.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/20244 Esas 2015/5597 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2014/20244 E.  ,  2015/5597 K.

    "İçtihat Metni"

    Asliye Hukuk Mahkemesi
    Dava Türü : İşe iade

    Taraflar arasındaki işe iade davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı işçi, iş sözleşmesinin alacak davası açması nedeniyle haksız olarak işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili davacının kendi işçisi olmadığından ve davalı şirketlerle arasında muvazaa ve asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddini istemiştir.
    İhbar olunan ... grup, taraflar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğunun Bursa iş Mahkemelerinden verilen kararla kesinleştiğini ve davanın husumet yönünden reddini diğer ihbar olunan ... ise davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını ve feshin kendilerince yapılmadığını, ihbar olunan ... ise, fesih tarihinde alt iş veren olarak adi ortaklık bulunduğu, tüm alt iş verenlere dava açılması gerektiği, davacının iş akdinin diğer davalı ... tarafından sona erdirildiğini, bu sebeple aleyhlerine hüküm kurulması mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
    Mahkemece; her ne kadar davacının SGK primleri davalı şirketler tarafından yatırılmakta ve davalı şirketler hizmet alım sözleşmesi ile hayvancılık ve tarım işlerinin yapılması işini ihale ile almış ise de, işçilerin diğer davalının yanında çalıştıkları, yapılan işin tarım işleri olup diğer davalının asıl işinin bir parçası olduğu tanık beyanları ile sabit olduğu üzere emir ve talimatların diğer davalının hizmetinde çalışan şeflerden alındığı hususları ve Bursa 3. İş Mahkemesinin 2010/980 Esas, 2012/142 Karar sayılı kararı nazara alındığında davalılar arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkinin muvazaalı olduğu anlaşıldığından, davalı şirketler hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, ancak HMK 327/2 maddesi uyarınca kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet veren davalı şirketler yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, davalı ... tarafından feshin geçerli nedene dayandığının kanıtlanamadığı, sözleşme fesih sebebinin davacı tarafça açılan fazla çalışmaya ilişkin dava olduğu, diğer davalılar ile davalı ... arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin de muvazaalı olduğu, davacının iş sözleşmesinin kurulduğu andan itibaren, davalı ... işçisi kabul edilmesi gerektiği anlaşıldığından, davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının kıdemi ve özellikle sözleşme fesih nedeni dikkate alınarak tazminat miktarının 6 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.
    Davacının en son çalıştığı yüklenici iş ortaklığını oluşturan şirketler ile ilgili olarak usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı, davanın ihbarı niteliğinde verilmiş bulunan dilekçelerin dahili dava dilekçesi olarak kabulüne rağmen harç alınmadığı halde karar başlığında davalı olarak gösterilmeleri hüküm fıkrasında olumlu/olumsuz bir karar verilmemiş olması da hatalı ise de, söz konusu dilekçelerin davanın ihbarına ilişkin dilekçeler olarak Dairemizce değerlendirilmiş olması karşısında bu hususlar esası etkilemeyeceğinden bozma nedeni yapılmamış, yüklenici iş ortaklığını oluşturan şirketler ihbar olunan olarak kabul edilmişlerdir.
    Mahkemece feshin geçersizliğine, ve kesinleşmiş muvazaa tespitine göre davacının ... işyerine işe iadesine karar verilmiş olması dosya içeriğine uygun olduğundan, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez.

    Somut olayda iyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin MK."nun 2.maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemin tarafının, davacının iş akdinin geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacağından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmelidir. (HGK."nun 03.12.2008 T. 2008/9-704 E. 2008/730 K. sayılı kararı) Muvazaa olgusu işlemin tarafı olmayan kişiye karşı ileri sürülemez ise de muvazaanın tarafı olanlarını muvazaayı birbirlerine karşı ileri sürmelerinde bir hukuki engel bulunmamaktadır. Bu hata kararı temyiz eden davalının hak alanını ilgilendirse de somut olayda yüklenici iş ortaklığını oluşturan şirketlere yönelik açılmış usule uygun dava bulunmadığından maddi sonuçlardan sadece davalı TİGEM"in sorumlu tutulmuş olması ve davalı ile yükleniciler arasındaki iç ilişki üzerinde durulmamış, sadece kabul şekli bakımından hataya değinilmekle yetinilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesinin birinci fıkrasında işe başlatmama tazminatının alt ve üst sınırları gösterilmiş olup; söz konusu tazminatın belirtilen sınırlar arasında işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Anılan maddeye göre feshin sendikal nedene dayanması halinde işe başlatmama tazminatının işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirlenmesi gerekir. Dairemizin uygulaması bu yöndedir. Dairemiz yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesini öngörmekte, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınır 8 aya kadar da çıkmaktadır.
    Davacının işyerindeki kıdemi 5 yılın altında olmasına rağmen davacının kıdemi ve feshin, davacının işveren aleyhine 23.09.2010 tarihinde Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde İş Mahkemesi Sıfatıyla 2010/690 Esas sayılı dosya ile fazla mesaiden kaynaklı alacak davası açması nedeniyle yapıldığı da açıkça anlaşıldığından işe başlatmama tazminatının +1 ay ilavesiyle 5 ay olarak belirlenmesi dosya içeriğine uygun düşecektir. İşe başlatmama tazminatının üst sınırdan takdiri isabetsiz olmuştur.
    Belirtilen nedenlerle, davalının bu yöndeki temyiz itirazının kabulü ile 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM:Yukarıda belirtilen nedenlerle;
    1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı ... işyerine İŞE İADESİNE,
    3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı ... tarafından süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın miktarının davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
    4-Davacı işçinin işe iadesi için davalı ..."e süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
    5-Alınması gereken 27.70 TL harçtan peşin alınan 17,15 TL harcın tenzili ile bakiye 10,55 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
    6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
    7-Davacı tarafından yapılan 505,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    8-Artan gider ve delil avansının ilgililere iadesine,
    9-Temyiz harcının istek halinde davalı ... iadesine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi