Esas No: 2019/149
Karar No: 2022/2567
Karar Tarihi: 02.03.2022
Danıştay 6. Daire 2019/149 Esas 2022/2567 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/149 E. , 2022/2567 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/149
Karar No : 2022/2567
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALI İDARE : … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Konut Yapı Kooperatifi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ: Antalya İli, Aksu İlçesi, … Mahallesi … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında trafo alanı olarak ayrılıp uzun yıllar kamulaştırılmayarak, mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 77.740,00-TL maddi zararın faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 15/02/2017 tarih ve E:2016/8870, K:2017/1016 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne, davacının hissesinin karşılığı olan 37.103,80-TL'nin dava açma tarihi olan 17/10/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … Anonim Şirketinden alınarak davacıya verilmesine, bu tutarı aşan kısmının tazmini isteminin ve … Belediyesi'ne yöneltilen tazmin isteminin reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında, İdare mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri için sebepler sayıldıktan sonra, aynı maddenin 2. fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesinin mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği belirtilmiştir.
Bakılan davada, İdare Mahkemesince, uyuşmazlığa konu taşınmazın davalı idare adına tescil edileceğine ilişkin hüküm kurulamayacağından temyize konu kararda, hüküm fıkrasında yer alan uyuşmazlığa konu "Antalya-Aksu-... Mahallesi-... Ada-... Parsel sayılı taşınmazda davacı (tasfiye halinde) Sınırlı Sorumlu ... Konut Yapı Kooperatifi'ne ait 38.87 metrekarelik pay sahipliği kaydının iptali ile 38.87 metrekarelik payın davalı ... Anonim Şirketi adına tesciline" ilişkin ibarenin hüküm fıkrasından çıkartılması gerekmektedir.
Öte yandan, davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde, uyuşmazlık konusu Antalya İli, Aksu İlçesi, … Mahallesi, …ada, … parsel sayılı taşınmazın yeni parsel numarasının ... nolu parsel olarak değiştirildiğinin belirtildiği, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu sisteminde yapılan sorgulamada ve davalı idare tarafından temyize ek beyan dilekçesi ekinde sunulan Aksu Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün … tarih, … sayılı yazısının incelenmesinden; uyuşmazlık konusu …ada, … parsel sayılı taşınmaz kaydının pasif hale geldiği, taşınmazın … tarih, … yevmiye ile imar uygulaması sonucunda (İmar TSM) kapatılarak "… ada, … nolu parsel" olarak değiştirildiği görüldüğünden, temyize konu Mahkeme kararında uyuşmazlığa konu taşınmazla ilgili kısımların "… ada, … nolu parsel" olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
… İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davalı idarelerden … A.Ş.'ye iadesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 02/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır.
İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur. Bir başka ifade ile, hukuki el koyma kavramı yerine, daha doğru bir tanımlama ile "taşınmazın kamulaştırılmaması" suretiyle tasarruf hakkının kısıtlanmasına ilişkin davalar, idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davasının konusudur. İmar Kanununun 10. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin sonunda kamulaştırmama işlemi iptal davasının; idarenin hareketsiz kalması nedeniyle 5 yıllık sürenin bitiminden kamulaştırma tarihine ya da mülkiyetin idareye geçtiği tarihe kadar varsa uğranılan zararın tazmini ise idari yargıda açılan tazminat davasının konusudur. Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer.
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez.
El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır. İdarenin hukuka aykırı işleminin iptal edilmesi sonucunda kamulaştırma işlemi gerçekleştirileceğinden, kamulaştırma yükümü altında olan idare tarafından bedel tespiti ve tescil için açılacak dava ise iptal davasının dolayısı ile kamulaştırma işleminin sonucu ve tamamlayıcısıdır.
Buna göre, imar planında kamu alanında kalan taşınmazlar için süresinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, bu nedenle mülkiyetin bedele dönüştürülmesi suretiyle tazminat verilmesi istemiyle açılan davalar, esasen idarenin kamulaştırmama ya da parselasyon yapmama yolundaki olumsuz idari işleminin iptali yoluyla taşınmaz bedelinin ödenmesine ilişkin davalardır. İdarenin taşınmazı kamulaştırmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması durumunda, kişinin bu işlem nedeniyle taşınmazının değerini talep edebilmesi için öncelikle kamulaştırmama işleminin iptalini sağlaması, bunun yasal sonucu olarak da mülkiyetin bedele çevrilmesini talep etmesi gerekmektedir. Zira, imar planının uygulanması nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, idarenin İmar Kanunundaki hükümlere uygun hareket edip etmediği ve Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca kamulaştırma işleminin tesisinin zorunlu olup olmadığı ve bu işlemin hangi idare yada idarelerce gerçekleştirileceğinin tespiti ancak bu konuda açılacak iptal davası ile açıklığa kavuşturulabilecektir. Bedel tespiti ve tescili ise ancak kamulaştırma işleminin gerekliliği ve kamulaştırmayı yapacak idarenin tespitinden sonra kamulaştırma sürecinin bir parçası, tamamlayıcısı niteliğindedir. Nitekim, Kamulaştırma Kanunundaki düzenleme de bu şekilde olup kamulaştırma işleminin uygulanması, gerçekleştirilmesi amacıyla açılan bedel tespit ve tescil davası idarenin taşınmaz mülkiyetini üzerine almasını temine yöneliktir.
3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat yönünden yapılacak değerlendirme sonrasında, tasarruf hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle idarenin kamulaştırmama işleminin iptaline karar verilmesi halinde, iptal hükmü gereği taşınmazın değerinin belirlenmesi ve taşınmaz malikine ödenmesi için kamulaştırma kanunundaki sürecin işletilerek idarenin işlem yapması, bu kapsamda asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması sonucunu da doğuracağından, iptal kararından sonra mülkiyetin bedele dönüştürülmesine ilişkin tazminat istemi hakkında ayrıca inceleme yapılarak karar verilmesine gerek yoktur. Bir başka ifade ile, iptal kararının uygulanması bağlamında idarece Kamulaştırma Kanununa göre gerekli işlemler başlatılacak olup, ihtiyaç duyulması halinde taşınmazın aynına ilişkin ve tescil sonucunu doğuracak olan bedele ilişkin uyuşmazlık iptal kararının sonucu olarak adli yargı yerinde çözümlenecektir.
Bu durumda taşınmazdaki mülkiyet hakkının imar planı nedeniyle süresi belirsiz zaman diliminde kısıtlanması halinde idari yargıda sadece kamulaştırmama işleminin hukuka uygunluğu incelenerek kısıtlılık durumunun mevcut olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak, kamulaştırma yapılmaması yolundaki olumsuz idari işlem hakkında karar verilmesi; mülkiyetin bedele dönüştürülmesi istemiyle tescil sonucunu doğuracak tazminat taleplerine yönelik ise, ortada idari yargı yetkisi kapsamında incelenecek bir tazminat davasının bulunmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, davanın kabulüne ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.