Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5284
Karar No: 2013/10115

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/5284 Esas 2013/10115 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2013/5284 E.  ,  2013/10115 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    İHBAR
    OLUNANLAR :

    DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, asgari geçim indirimi ve uniforma alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, asgari geçim indirimi ve uniforma ücretlerinin davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı ... vekilleri cevaplarında, alacakların zamanaşımına uğradığını ve davacının yeni ihale alan şirkette çalışmaya devam ettiğinden kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarının hak kazanmadığını, fazla mesai yapılmadığını, uniforma yardımının ayni yardım olduğu ileri sürerek davanın reddine karar karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece davacının davalı PTT iş yerindeki ihaleyi alan şirkette çalışmaya hemen devam ettiğinden kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücretlerini hak kazanmayacağını, asgari geçim indirimi tutarlarının bordrolarda yer aldığı ve uniforma yardımının alt işverence yapılan ayni bir yardım olduğu kabul edilerek bu alacak isteklerinin reddine, fazla mesai isteminin ise bilirkişi raporundaki hesaplamalar göre kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

    2-Davalı bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunurken zamanaşımı defini ileri sürmüştür. Daha sonra davacı tarafından yapılan ıslaha karşı beyanda bulunurken de bilirkişi raporuna karşı yaptığı yazılı itirazları tekrar ettiğini ileri sürmesine göre ıslah ile artırılan miktar için süresinde yapılan zamanaşımı defi kabul edilerek varsa davacının zamanaşımına uğrayan alacağın belirlenerek sonuca gidilmesi gerekir.
    2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda seri görülen davalarda bir kısım işçiler APS çalışanı bir kısmı yaya çalışan olarak kabul edilerek fazla mesai ücreti hesaplaması yapılmıştır Oysa dosyada davacının yaya çalışan mı APS çalışanı mı olduğuna veya hangi tarihler arasında bu görevlerde çalıştığına dair görevlendirme belgesi getirtilmeden karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Öncelikle davacının yaya çalışanı mı APS çalışanı mı olduğunun somut olarak belirlenmesi gerekir.
    Davacının APS çalışanı olduğunun belirlenmesi durumunda; olayda bu çalışanların günlük çalışma süreleri tanık beyanları ile belirlenirken, davacı tanıklarının kendilerinin de APS çalışanı olduklarını beyan ettikleri ve ifadelerinde işin erken bitmesi durumunda veya bölgesi küçük olanların saat 8:30 dan saat 15:00/16:00 ya kadar çalıştıklarını belirttikleri ve tanıklardan Ömer Yavuz Aydının işin uzaması durumunda saat 22:00 ye kadar çalışmanın devam ettiğini beyan ettiği kendisi için bulunduğu “mesala ben mutlaka saat 19:00 dan sonraya kalıyordum” ifadesinin bilirkişi tarafından APS çalışanları için mesai sonu kabul edilerek hesaplama yapıldığı oysa diğer davacı tanığı Halil Erdoğan da APS çalışanı olduğunu ve “en geç saat17:30-18:00 e kadar çalıştığımızda olurdu” dediğinin anlaşılmasına göre de somut vakada davacının bölgesinin küçük olup olmadığı ve haftada veya ayda ortalama kaç gün işlerin yoğunluğu olduğu ve işten çıkış saatleri tam olarak tanıklara ./..


    açıklattırılmadan ve aşağıdaki son paragrafta belirtilen kapsamda bir araştırma yapmadan bir tanığın “kendisi” için bulunduğu beyanınına göre fazla mesai hesaplaması yapılarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
    Davacının yaya posta dağıtıcısı olduğunun belirlenmesi durumunda; dinlenen tanıklar aynı tanıklar olduğu bu konuda da bu çalışanların servis aracı kullanarak 17:00-17:30 da işten ayrıldıklarını belirtmelerine göre işyerinden servis araçlarının saat kaçta hareket ettikleri ve buna göre işyerindeki mesai saatinin bitimini netleştirilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmiştir.
    Somut olayda, yukarıdaki her iki çalışan gurup açısından; mahkemece fazla mesai, konusunda sadece tanık anlatımına dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır. Oysa çalışmanın geçtiği yer resmi kuruma ait olup alt işverene verilen posta dağıtımına ilişkin işi alan alt işverendeki çalışma süresine ait banka hesabına ücret ödemesi yapılıyorsa bunlara ilişkin ekstreler, ihale şartnameleri ile hakediş belgeleri, getirtilmelidir. Ayrıca iş yerinde yapılan çalışmalara ilişkin görev tanımları, iş yerine giriş ve çıkışları gösteren kayıtlar ile puantaj belgelerin tümü dosya arasına alınarak ihale ile alınan işin kaç işçi tarafından gerçekleştirildiği, şartnamede kaç işçi öngörüldüğü, çalışma şartlarının hangi davalı tarafından belirlendiği veya değiştirildiği, diğer bir anlatımla asıl işverenin çalışma şartlarına müdahale edip etmediği, fazla çalışma talimatı verip vermediği, hizmet alım sözleşmesindeki ihale bedeli içinde fazla mesai ücretinin bulunup bulunmadığı, eylemli olarak çalışan ve ihale sözleşmesine göre çalıştırılması gereken işçi sayıları ile işin mahiyetine göre fazla mesainin gerekip gerekmediği konusunda yapılacak inceleme ile işyerinde haftada kaç gün, kaç saat çalıştıkları, belirlenip tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken çelişkili olan tanık anlatımları ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.05.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY

    Davacının fazla mesai alacağı talebinin kabulüne ilişkin mahkeme kararı sayın çoğunluk tarafından eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulmuştur.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilebilir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar, işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğu da göz önünde bulundurulur.
    Davacı işçi fazla mesai alacağını kanıtlamak bakımından tanık anlatımlarına dayanmış olup, dinlenen tanık anlatımlarına göre fazla mesai alacağı ortaya çıkmıştır. Yargılama sırasında davalı taraf, tanık anlatımlarının aksini gösteren herhangi bir kayıt ve belge dosyaya sunmamıştır.

    Davalı tarafın elindeki belgelerin mahkemece re"sen istenmesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25.maddesinde öngörülen “taraflarca getirilme ilkesi”ne aykırı düşer. Anılan hükme göre kanunla belirtilen durumlar dışında hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz. Maddede dava malzemesinin ve delillerin gösterilmesi konusunda tarafların mutlak yetkisi vurgulanmıştır. Somut olayda fazla mesai alacağı tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir konudur. Bu nedenle hâkimin re’sen delil toplama yetkisinden söz edilemez. Davalı kamu kurumu temsilcisi veya vekillerinin kurum kayıtlarını ibraz etmemeleri müvekkil ile vekil arasındaki ilişkiyi ilgilendirmektedir.
    Öte yandan, 6100 sayılı Kanun’un 31.maddesinde düzenlenen “hâkimin davayı aydınlatma ödevi” hâkimin maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlarla ilgilidir. Somut olayda belirsiz veya çelişkili bir husus bulunmamaktadır. Mahkemece fazla mesai alacağına ilişkin verilen kararın onanması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılamıyorum.09.05.2013


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi