14. Hukuk Dairesi 2018/4591 E. , 2019/5655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.09.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 18 adet taşınmazdaki ortaklığın mümkünse aynen taksim değilse satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında iştirak halinde mülkiyet söz konusu olduğundan ve 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca davacı hissedarların payını doğrudan devredebileceği, bu nedenle dava açmakta hukuki yararları olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazlarda elbirliği halinde mülkiyet söz konusu olup ortaklar kendi aralarında rızaen paylaşmayı sağlayamamaları nedeniyle TMK‘nın 642. maddesi gereğince mahkemeden paylaşmanın sağlanmasını dava yoluyla talep etmişlerdir. Mahkemece 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de bu kanundaki sınırlamalar aynen taksim talebi değerlendirilirken esas alınacak olan hükümlerdir. Davacılar aynen taksim yanında mümkün olmaması halinde satış yoluyla da paydaşlığın giderilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece aynen taksimin mümkün olmadığı değerlendirildiğine göre satış suretiyle ortaklığın giderilmesi hususunda bir inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinin 3.fıkrası gereğince taksiminin mümkün olmadığı belirlendiğine göre ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.