10. Hukuk Dairesi 2019/3756 E. , 2020/2099 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
Davacı tarafından, sigortalılık başlangıç tarihinin 04.09.1989 olarak tespiti aksi halde 18 yaşını tamamladığı 20.04.1992 tarihin tüm sigorta kollarına tabi hizmet başlangıcı olarak karar verilmesi istemiyle açılan davanın yargılaması sonucu Kırklareli İş Mahkemesi’nden istemin kabulüne dair verilen hükme karşı davalı Kurum vekilince istinaf yoluna başvurulması ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davalı kurum vekilince istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, dava dışı ... İç ve Dış Tic. AŞ"ne ait işyerinde, 04.09.1989 tarihinde bir gün süreyle çalıştığının tespiti ile anılan tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti aksi halde 18 yaşını tamamladığı 20.04.1992 tarihinin tüm sigorta kollarına tabi sigorta başlangıcı olarak karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
SGK vekili, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7"inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, davanın işveren aleyhine açılması ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)"na da re"sen ihbar edilmesi gerektiğini, ihbar üzerine davalı yanında fer"i müdahil olarak davaya katılan kurumun yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlü olduğunu, ayrıca, 506 sayılı Kanunun 3/II-D maddesinde: "el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar istekleri halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85"inci madde hükmüne göre isteğe bağlı sigorta olabilirler" denildiğini, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olduğunu, bu nedenle davanın gereken tüm araştırmalar yapılarak ve belgeler toplanarak karara bağlanması gerektiğini, araştırmalar sonucu saptanan hizmetin geçtiği yılın sonundan itibaren dava tarihine kadar (5) yıl geçmiş ise, davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne; davacı ... ’ın dava dışı işveren ... İç ve Dış Ticaret AŞ"ye ait iş yerinde ... sigorta sicil numarası ile 506 sayılı Yasanın 60-G maddesine göre sigortalılık başlangıç tarihinin (18) yaşını ikmal ettiği 20.04.1992 tarihi olduğunun ve 04.09.1989 tarihindeki bir günlük çalışmaya yönelik ödenecek sigorta priminin, prim ödeme gün sayısının hesabına dahil edilmesi gerektiğinin tespitine, dair karar vermiştir.
B-BAM KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi, Kırklareli İş Mahkemesi"nin 23/02/2018 tarihli, 2016/263 Esas - 2018/49 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasa"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, davanın yöntemince kanıtlanmadığı, hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu, yazılı belge bulunmadığı, davanın tanık sözleri ile kanıtlanamayacağı gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır.
Davalı işverene ait halı atölyesinde 04.09.1989 günü çalışmaya başladığı yönünde hakkında düzenlenen işe giriş bildirgesinin ve kısa vadeli sigorta kollarına tabi bordro ile 04.09.1989 tarihinden itibaren 6 günlük hizmetin davalı Kuruma bildirilmesine rağmen Kurumca, ilgili kanun maddelerine göre el halıcılığı dokuma işinin kısa vadeli sigorta kollarına tabi olmasından dolayı uzun vadeli sigorta kolları başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davacı talebinin reddedilmesi üzerine, davacının istemi, sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılamada davanın kabulüne dair verilen karar, davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 3. maddesinin II numaralı fıkrasına, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 1. maddesiyle eklenen (D) bendinde “El halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar istekleri halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85 inci madde hükmüne göre isteğe bağlı sigortalı olabilirler.” düzenlemesine yer verilmiş, sonrasında 06.08.2003 günü yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 57. maddesiyle söz konusu bent ilga edilmiş olup yürürlükten kaldırmaya yönelik yasama işleminin geriye yürütüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığından, şu durumda 09.07.1987 – 05.08.2003 (dahil) dönemi bakımından bentte yazılı nitelikteki hizmetin 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince uzun vadeli sigorta kollarına tabi zorunlu sigortalılık olarak değerlendirilemeyeceği belirgindir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde, uyuşmazlık konusu dönemde davacının, işverene bağlı olarak yerine getirdiği faaliyetin “el halıcılığı dokuma işi” niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra, yapılan işin el halıcılığı kapsamında olduğunun anlaşılması halinde davanın reddine, aksi halde kabulüne karar verilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin BAM’a gönderilmesine, 09.03.2020 oybirliğiyle karar verildi.