16. Hukuk Dairesi 2016/13093 E. , 2019/7770 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar ... ve arkadaşları, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1989 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında DSİ Genel Müdürlüğü davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli ... Mahallesinde bulunan fen bilirkişisi..."nun 14.01.2016 tarihli raporuna ekli krokide yeşil renkli taralı (E) harfi ile gösterilen 1.518,83 metrekare taşınmazın muris ... verasetindeki hisseleri oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 713. maddeleri uyarınca tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazda davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Keşif sonucunda dosyaya ibraz edilen fen bilirkişi raporunda, raporun eki krokide (E) harfiyle gösterilen ve davacılar adına tesciline karar verilen yerin kadastro paftasında yol ve dere olarak belirtilen kısımda yer aldığı; jeoloji bilirkişi raporunda, taşınmazın mevsimsel akışlı kuru dere niteliğinde dereyle çevrili olduğu ve bir kısmının derenin taşkın düzlüğü kısmında kaldığı ve tek kişilik zirai raporda ise, taşınmaz üzerinde 5-30 yaşlarında meyve ağaçları bulunduğu ve tarım arazisi vasfında olduğu belirtilerek, fen ve jeoloji bilirkişilerinin raporları ile ziraatçi bilirkişi raporu arasında çelişki oluşturulduğu halde, raporlar arasındaki söz konusu çelişki giderilmemiş ve ziraatçi bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın tarım arazisi olduğu belirtilmesine rağmen, taşınmazın öncesinin ne olduğu, fiilen dere yatağı olup olmadığı ve dolayısıyla imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı hususlarında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 17/2. maddesi "il, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz" hükmünü içermekte olup, imar planına alınan bir taşınmazın, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak mülk edinilebilmesi için tüm koşulların, imar planı tarihine kadar oluşmuş olması gerekir. Dava konusu taşınmaz imar ve ihyaya muhtaç yerlerden ise; zilyetliğin 1991 yılında başladığı gerek davacıların iddialarından, gerekse mahallinde dinlenilen yerel bilirkişi ve davacı tanık beyanlarından anlaşılmakla, taşınmazın 2006 tarihinde onaylanan imar planı kapsamında kalması nedeniyle zilyetlikle iktisap şartlarının da bu tarihe göre belirleneceği ve buna göre 2006 yılı itibariyle davacılar lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmayacağı hususu göz önünde bulundurulmamış, bir arazinin niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, imar planının onay tarihi olan 2006 tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, üzerilerindeki ağaçların cinsini, adedini ve yaşını, taşınmazın imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını ve imar ve ihyaya muhtaç yerlerden ise hangi tarihte başlanıldığını ve imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlenmeye elverişli kroki ve rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden DSİ Genel Müdürlüğü"ne iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.