5. Hukuk Dairesi 2021/3630 E. , 2021/10761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi"nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/688 E. - 2018/548 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nce HMK"nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, hüküm; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nce verilen istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/688 E. - 2018/548 K. sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arazi niteliğindeki Bursa İli, Karacabey İlçesi, ... Mahallesi ... parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11/1-f maddesi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dava konusu taşınmazın bitişiği ve yakınındaki parsellerin sulu arazi olarak değerlendirildiği hususunda gözetilerek dava konusu taşınmazın yakınında bulunan fındık deresi ve kaynak deresinden sulanıp sulanamadığı hususunda ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi"nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı göz önüne alınmaksızın davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
3-Anayasa Mahkemesi’nin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda HMK’nın 371.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi"ne GÖNDERİLMESİNE, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.