22. Hukuk Dairesi 2013/8181 E. , 2013/10044 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, davacı sendikann belirtilen çoğunluğu sağladığının tesbitine karar verilmesini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun geçici 6. maddesinin 3. bendinin iptal talebiyle Anayasa Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; Tez-Koop İş Sendikasının, ... ve bağlı işyerlerinde yetkili sendika olarak, 01.05.1998 tarihinden beri aralıksız toplu iş sözleşmesi imzalamakta olduğunu, müvekkili sendikanın 12.10.2012 tarih ve 3813 sayılı yazı ile ... Çalışma Genel Müdürlüğüne başvurarak, başvuru tarihi itibari ile ... ve bağlı işyerlerinde çoğunluğu sağladığını tespit istediğini, yetki tespiti başvurusu üzerine, ... Çalışma Genel Müdürlüğünün 18.12.2012 tarih ve 16785 sayılı yazısı ile kanunun aradığı gerekli çoğunluğu sağlayamadığını 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 42. maddesi gereğince bildirdiğini, ... Çalışma Genel Müdürlüğünce söz konusu işyerinde çalışan toplam işçi sayısının 2817, sendika üyesi olan işçi sayısı 1265 olarak gösterildiğini, bunun gerçeği yansıtmadığını, başvuru tarihi itibariyle üye sayılarının %50’nin çok üzerinde olduğunu, bakanlığın olumsuz yetki tespiti işlemini yaparken ... işvereninden işçi listesini bir yazı ile istediğinin öğrenildiğini, bunun 6356 sayılı Kanun"un 41/7 maddesi ile 42/4 maddesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Yapılan Sigortalı ve İşyeri Bildirimlerinin Bazı Kurumlara Yapılması Gerekirken Bildirimler Yerine Geçmesine Dair Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri karşısında hukuka uygun olmadığını, SGK kayıtlarının esas alınmasının zorunlu olduğunu, davalı bakanlığın 6356 sayılı Kanun"un 42. maddesi gereğince işletme düzeyinde %40 oranını uygulaması gerektiği halde %50 oranını uyguladığını, bunun kanuna aykırı olduğunu, Bakanlığın yazısında sözünü ettiği sayılar bir an için doğru kabul edilse bile, bu sayılarla dahi sendikanın % 44 oranı ile yine gerekli çoğunluğu sağlamakta olduğunu, 6356 sayılı Kanun"un, geçici 6. maddesinin özellikle 3. bendinin kişiye özel kanun niteliğinde olduğunu,
sendikalar arasında eşitsizlik oluşturduğunu, Anayasaya aykırı olduğunu iddia ederek müvekkil sendikanın çoğunluk tespit talebinin 6356 sayılı Kanun"un 42. maddesinde yer alan %40 şartı dikkate alınarak sonuçlandırılması gerektiğini, davalı bakanlığın işyerinde toplam çalışan sayısı ve sendikalarına üye olan işçi sayısına ilişkin yapmış olduğu tespitin hukuken yanlış ve gerçek duruma aykırı olduğunu, bu yanlış tespite dayanarak, sendikanın söz konusu işyerinde toplu sözleşme yapmak için yeterli çoğunluğu sağlayamadığına ilişkin olumsuz yetki tespitinin de gerçeği yansıtmadığını belirterek, iptaline, davacı sendikanın belirtilen çoğunluğu sağladığının tespitine, karar verilmesini ve 6356 sayılı Kanun"un geçici 6. maddesinin 3. bendinin iptal talebiyle Anayasa Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Mahkemece dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, dava dilekçesinde somut deliller yer almadığı gibi, üye sayısının dahi net olarak belirtilmediği, soyut olarak yetki şartlarını taşıdığının iddia edildiği, üye fişlerinin ibraz edileceğinin belirtildiği, ibraz edilmediği, kanuni düzenlemenin buna imkan vermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık davalı sendikanın davalı ... işletmesinde çoğunluğu sağlayıp sağlayamadığı ve mahkemece itiraz ile eklerinde somut deliller bulunmadığı gerekçesiyle işin esasına girmeksizin davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6356 sayılı Kanun’un 43. maddesinin 3. fıkrasında, “İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve karar temyiz edildiği takdirde Yargıtay tarafından on beş gün içinde kesin olarak karara bağlanır.” denilmiştir. Hükümde yer alan “itiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir” cümlesi 17.10.2012 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda verilen önerge ile hükmün kapsamına dahil edilmiştir.
Önerge ile eklenen cümlenin amacının sırf yetki sürecini sürüncemede bırakmak amacıyla yapılan kötü niyetli itirazların önüne geçilmesi olduğu görülmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki hükümde itirazın incelenmeksizin reddedileceği ifade edilse de itirazın sırf yetki sürecini sürüncemede bırakmaya yönelik olup olmadığı ile somut delillere dayanıp dayanmadığı mahkeme tarafından bir inceleme ve değerlendirme yapılmasını gerekli kılmaktadır. Şu halde itirazın incelenmeksizin reddedileceği ifadesinin somut olmayan ve somut delillerle desteklenmeyen itirazların işin esasına girmeksizin reddedileceği şeklinde anlaşılması özelde maddenin, genelde ise kanunun amacına ve sistematiğine uygun düşmektedir. Diğer taraftan yargılanma haklarını kısıtlayan ve sınırlandıran hükümlerin hak arama özgürlüğü ve hukuki dinlenme hakkı kapsamında dar yorumlanması gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Davacı sendika tarafından 07.11.2012 tarihinden önce 12.10.2012 tarihinde davalı idare işyerleri için yetki tespit başvurusunda bulunduğu, bakanlıkça yapılan tespit işlemi neticesinde davacı sendikanın başvuru tarihinde işyerinde çalışan 2817 işçinden 1265 tanesini üye kaydetmesi sebebiyle davacı işyerinde çoğunluğu sağlayamadığı tespit edilerek olumsuz yetki tespit yazısı davacıya tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili özetle; davalı idare işyerlerinde %50’den fazla üye kaydettiğini, kaldı ki 6356 sayılı Kanuna göre işletmelerde başvuru tarihi itibariyle %40’ı aşmanın yeterli kabul edildiğini, bakanlıkça yapılan tespitte de %44 oranının sağlandığını, ayrıca 6356 sayılı Kanun"un geçici 6. maddesi bakımından Anayasaya aykırılık iddiaları bulunduğunu ileri sürmektedir.
Davacı tarafından yetki tespit başvurusu, olumsuz yetki tespit yazısı dava dilekçesine ek olarak sunulduğu gibi on bir klasör üye kayıt fişlerinin de dosyaya sunulacağı bildirilmiştir. Ayrıca yine davacı tarafından itiraz dilekçesinde üyelik fişleri, işçi listesi, aylık sigorta bildirim listeleri, hizmet bildirgeleri, davalı idarenin işyerlerinin listesi, tanık bilirkişi ve keşif delillerine dayanılmıştır.
Görüldüğü üzere, davacı sendika tarafından davalı idarenin işyerlerinde yetki mücadelesi yapılmaktadır. Ayrıca davacının itirazları somut delillere dayanmakta olup itiraz kapsamında işletmeye ilişkin iddiaları da hukuki değerlendirme ve yorumu gerektirmektedir. Dolayısıyla davacının itiraz 6356 sayılı Kanun"un 43. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesi kapsamında değerlendirilemez. Mahkemece belirtilen hükme dayanılarak esas hakkında değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Bozma sebebi ve şekline göre sair temyizlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.