13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/30552 Karar No: 2017/1770 Karar Tarihi: 14.02.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/30552 Esas 2017/1770 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/30552 E. , 2017/1770 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, mülkiyeti davalı ..."ye ait iken, belediye tarafından satışa çıkarılan dükkan vasfındaki taşınmazı Belediye Encümeni tarafından yapılan ihale neticesinde 29.04.2013 tarihli karar ile KDV hariç 100.001,00 TL bedel ile davacının satın aldığını, müvekkilinin satış bedeli ve KDV olarak belirlenen miktarı; 118.001,18 TL olarak ödediğini, KDV adı altında alınan toplam miktarın ise, 18.000,18 TL olduğunu, müvekkilinin 2015 yılı içinde davalı ..."ye yazılı olarak müracaat ettiğini ve satışa konu olan taşınmazın satıcı olan Belediyenin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunduğu, bu nedenle KDV Kanunu 17/4-r maddesinde düzenlendiği şekliyle yapılan satışın KDV"den muaf olduğu ve istisna kapsamında kaldığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı KDV olarak alınan paranın iadesini talep etmiştir. Davalı, adli yargı yerinin görevli olmayıp, görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu ve neticede davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, KDV Kanunu"nun 17/4-r maddesi uyarınca davacıdan talep edilen ücretin iadesine ilişkin yargılamanın İdari Yargı"nın görev alanına girdiği anlaşılmakla yargı yolu farklılığı nedeni ile davanın görev yönünden reddine kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Eldeki davada; davacı, davalı Belediyeden taşınmaz satın almıştır. Taraflar arasında, taşınmazın satışına ilişkin, özel hukuk hükümlerine tabi sözleşme bulunduğu ve davacı tarafından, davalı ..."nca fazla alındığı iddia edilen paranın iadesinin talep edildiği ve dolayısıyla kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmetin söz konusu olmadığı, bu nedenle somut olayda, özel hukuk hükümlerinin uygulanması gerekeceğinden uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca; mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde idari yargı görevli olduğu gerekçesi ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.