11. Hukuk Dairesi 2019/3077 E. , 2020/1105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 2. Tüketici Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 04.04.2019 tarih ve 2016/825-2019/155 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin, 25/02/2013 başlangıç tarihli olmak üzere davalı şirkete Gelir Koruma Sigortası İşsizlik Teminatı kapsamında sigorta poliçesi yaptırdığını, iş sözleşmesinin 31.10.2013 tarihinde feshedilmesi nedeniyle poliçe kapsamında davalıdan talepte bulunduğunu, ancak talebinin reddedildiğini, bunun üzerine icra takibine giriştiğini, davalı sigorta şirketinin itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından bilinen veya bilinmesi gereken nedenlere bağlı olarak işsizlik olgusunun gerçekleştiğini zira poliçenin tanziminden önce basında, davacının çalıştığı iş yerinin kapatılacağına dair haberlere yer verildiğini, bu durumun poliçeye göre teminat dışı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının çalıştığı iş yerinin kapatılacağının 26.09.2013 tarihinde ilan edildiği, poliçenin tanzim tarihinin ise bu tarihten yaklaşık 6 ay öncesine tekabül eden 12.03.2013 tarihi olduğu, iş akdinin, ilandan sonraki bir tarih olan 31.10.2013 tarihinde feshedildiği gözetildiğinde poliçenin yapıldığı tarihte davacının iş yerinin kapanacağı bilgisine vakıf olduğunu kabule imkan olmadığı, iş akdinin iş yerinin kapanması sebebiyle işveren tarafından feshedildiği, bu hususta davacıya atfı kabil bir kusur bulunmadığı, takibin poliçeyle öngörülen 30 günlük bekleme süresi geçtikten sonra başlatıldığı, poliçe hükümlerine göre, davacının istek dışı işsizlik rizikosu sebebiyle davalıdan talep edebileceği tutarın 3.254,10 TL olduğu, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı isteminin de yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, icra takibine itirazın 3.254,10 TL bakımından iptaline ve asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 87,29 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.