19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/4701 Karar No: 2019/2603 Karar Tarihi: 16.04.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4701 Esas 2019/2603 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ticaret Mahkemesi'nde görülen menfi tespit davasında, çekin imzasının sahibi olduğunun ispata dair yükün davalı alacaklıya ait olduğuna karar verilmiştir. Ancak, mahkemece gerekli incelemeler yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiştir. Bu nedenle, davacıların temyiz itirazları reddedilirken, hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, HMK maddeleri 170 ve 171, f. 1, c. 1 gösterilmiştir. Bu maddelerde, tüzel kişilerin isticvabına ilişkin davetiye tebliği yapılması ve belirlenen kişilerin isticvap edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
19. Hukuk Dairesi 2017/4701 E. , 2019/2603 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddine, 2-Daha önceden mahkemece verilen karar Dairemizin 13.12.2012 tarihli 2012/7152-18941 esas karar sayılı ilamı ile "Çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunun ispat külfeti davalı alacaklıdadır. Bu durumda mahkemece davanın imza inkarına dayalı açılmış olduğu gözetilerek dava konusu çekin keşide tarihindeki davacı şirket yetkilisinin kim olduğunun tespit edilerek ispat külfeti üzerinde olan davalı yanca gideri karşılanarak davacı şirket yetkilisi için usulüne uygun bir şekilde davacı şirketin Türkiye"deki adresine tebligat çıkartılarak (çıkarılacak tebligatta makul bir süre verilerek) davacı şirket yetkilisinin imza örnekleri alınıp ayrıca keşide tarihine yakın tarihleri kapsayan dönemler için imza örnekleri toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulduğu" gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyulan mahkemece davacı şirket adresine isticvap davetiyesi çıkartılmış, huzurda imzası alınması gereken şirket yetkilisi hazır bulundurulmamıştır. Usulüne uygun isticvap davetiyesi tebliğine rağmen davacı yetkilisinin hazır bulunmaması nedeniyle isticvaba konu imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunun kabulü gerekeceğinden mevcut delil durumuna göre davanın tamamıyla reddine karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/04/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi. MUHALEFET ŞERHİ Sayın çoğunlukla olan görüş ayrılığı, tüzel kişi olan davalının isticvabı söz konusu olduğunda, isticvap davetiyesinin kime, yani tüzel kişinin kendisinemi yoksa yetkilisinemi, tebliğe çıkartılması gerektiğine ilişkindir. Bilindiği üzere, tüzel kişiler adına, temsil yetkisine sahip kimseler istiçvap edilir (HMK m. 170, f. 1). İsticvabına karar verilen kimseye bizzat davatiye gönderilir ve belirlenen gün ve saatte isticvap olunmak üzere azır bulunması gerektiği belirtilir (HMK m. 171, f. 1, c. 1). Bu durumda, tüzel kişilerin isticvabı söz konusu olduğunda, tüzel kişiyi temsile yetkili kimseler davet edilerek isticvap edilecektir (HMK m. 170, f. 1 in gerekçesi). Bu hükümler ve madde gerekçesinden açıkça anlaşıldığı üzere, tüzel kişilerin isticvabı gereken hallerde isticvap davetiyesi bizzat tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişiye/kişilere tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle isticvap davatiyesinin tüzel kişi olan davalı şirketin kendisine tebliğe çıkartılması gerektiği yönünde ki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.