Özet:

Sanık, ceza infaz kurumunda gerçekleştiğini iddia ettiği işkence ve yolsuzluk gibi olaylar ile ilgili faillerin anlaşılabilir olduğunu düşündüğü için suç uydurma suçunu işlemiştir. Ancak, bu eylem TCK'nun 267.maddesinde düzenlenen iftira suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek sanığa TCK'nun 271. maddesi uyarınca cezalandırma kararı verilmiştir. Adli para cezalarının yerine getirilmemesi durumunda 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca resen infaz yapılabilmesi düşünülerek, hüküm fıkrasında infazın kısıtlar biçimde ihtarat yapılarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. Bu nedenle, sanığın temyiz itirazları yerindedir ve hüküm 1412 sayılı CMUK'nun 321. ve 326. maddeleri uyarınca bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- TCK'nun 267. maddesi: İftira suçu
- TCK'nun 271. maddesi: Suç uydurma suçu
- 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi: Adli para cezasının yerine getirilmemesi durumunda resen infaz yapılabilmesi
- TCK'nun 52/4. maddesi: İnfazın kısıtlar biçimde ihtarat yapılarak gerçekleştirilmesi.
- 1412 sayılı CMUK'nun 321. ve 326. maddeleri: Hükmün bozulması durumunda yapılacak işlemler.