22. Hukuk Dairesi 2012/22435 E. , 2013/9909 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ikramiye, fazla measi, bayram tatili, ücretli izin, haftasonu tatili ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş sözleşmesinin ödenmeyen maaşlarını talep etmesi üzerine işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia edip kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının 19.06.2008 tarihinden itibaren uzun süre mazeretsiz olarak işe gelmediğini, davacının 19.06.2008 tarihinde trafik kazası geçirdiğini ve çok uzun süre tedavi gördüğünün tespit edildiğini, davacının tedavi süreci bittikten sonra da işe gelmediğini, davacının uzun süre işe gelmemesinin istifa olarak değerlendirildiğini, bu nedenle ihbar tazminatına hak kazanamayacağını 01.01.2009 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin feshedildiğini, diğer taleplerininde yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedildiği kabul edilerek alınan bilirkişi raporunda hesaplanmış olan alacakların davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İddia, savunma ve dosya içeriğine göre asıl uyuşmazlık iş sözleşmesinin hangi tarafça feshedildiği ve feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme sonucunda iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği kabul edilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli bulunmamıştır. Davacı maaşlarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, buna karşılık davalı işveren davacının 19.06.2008 tarihinden itibaren çok uzun süre işe gelmediğini, geçirdiği trafik kazası sebebiyle uzun süreli tedavi gördüğünü, tedavi süreci bittikten sonra da devamsızlığının devam ettiğini belirtip, bir yandan bu durumun istifa olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerken, diğer taraftan iş sözleşmesinin 01.01.2009 tarihinde devamsızlık sebebiyle feshedildiğini savunmuştur. Fesih durumunu açıklığa kavuşturulabilmesi için davalı işverenin savunmasında belirtmiş olduğu trafik kazasıyla ilgili Sultanbeyli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/780 esas sayılı dosyası getirtilmeli, ayrıca davacının trafik kazası sonucu tedavi süresinin hangi tarihler arası olduğu tespit edilmeli, davacının geçici iş göremezlik durumuna girip girmediği, girmişse bunun hangi tarihler arası olduğu tespit edilmeli, böylece davacının 19.06.2008 tarihinden itibaren işyerine devamsızlığının geçerli bir mazerete dayanıp dayanmadığı, dayanıyor ise bu durumun hangi tarihe kadar devam ettiği tespit edilmeli ve bundan sonra deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Davacının geçirdiği trafik kazası sebebiyle iş göremez duruma gelip gelmediği ve bu durumun ne kadar süre davam ettiği ve bu durumun sona ermesinden sonraki gelişmeler yeterli şekilde açıklığa kavuşturulmadan feshin hukuksal sebebi de tam olarak tespit edilmeden eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetli bulunmamıştır.
Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık davacının 19.06.2008 tarihinden sonra Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan hizmet bildiriminin davacının hizmet süresine dahil edilip edilmeyeceği yönünde ilişkindir. Mahkemece davacının iş sözlelşmesinin 31.12.2008 tarihinde sona erdiği kabul edilerek 19.06.2008 tarihten bu tarihe kadar geçen süre davacının çalışma süresine dahil edilmiş ise de davacının trafik kazasından sonra iş göremez duruma girip girmediği ve bu durumun ne kadar sürdüğü tespit edilmeden ve iş göremezlik durumunun hizmet süresine dahil edilip edilmeyeceğinin tartışılmadan sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır.
Taraflar arasında davacının aldığı ücret miktarında da uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı aylık net ücretinin 1.500,00 TL olduğunu ileri sürmüş, davalı işveren resmi kayıtlara itibar edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Dosyada mevcut 2008 yılına ait mart ayına ilişkin imzalı ücret pusulasında davacının net ücretinin 625,00 TL olarak belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafları iddia doğrultusunda beyanda bulunmuş ve Tez-Koop İş Sendikası davacının aylık net 1.500,00 TL - 1.700,00 TL arasında alabileceği bildirilmiştir. Davacının mesleki tecrübesi ve işyerindeki kıdemi, meslek ünvanı ve fiilen yaptığı işe göre alabileceği gerçek ücret miktarının ilgili meslek kuruluşlarına sorulmadan bu hususta eksik inceleme ile iddia edilen ücret miktarına itibar edilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.