Esas No: 2020/5150
Karar No: 2022/2408
Karar Tarihi: 02.03.2022
Danıştay 6. Daire 2020/5150 Esas 2022/2408 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/5150 E. , 2022/2408 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/5150
Karar No : 2022/2408
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...Kaymakamlığı -...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) :1-...Belediye Başkanlığı-...
VEKİLİ :Av. ...
2-...Büyükşehir Belediye Başkanlığı-...
VEKİLİ :Av....
İSTEMİN KONUSU :.... İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:...K:...sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kısmen kabulü ile dava konusu 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planında taşınmazın belediye hizmet alanında kalması yönünden temyize konu kararın bozulması, 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planı yönünden temyize konu kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 10.07.2018 tarihli, 30474 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 101. maddesi uyarınca Hazine malları konusunda genel yetkili kuruluş Milli Emlak Genel Müdürlüğü olup anılan Genel Müdürlük aynı kararnamenin 99. maddesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hizmet birimleri arasında sayıldığından, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 1. maddesinin 19. fıkrası uyarınca, davacı Fethiye Kaymakamlığı Milli Emlak Müdürlüğü yerine Fethiye Kaymakamlığı (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) davacı olarak alınması suretiyle gereği görüşüldü:
Dava, Muğla ili, Seydikemer ilçesi, ...Mahallesi, ...parsel sayılı taşınmazı kapsayan 1/1000 ölçekli revizyon uygulama ve 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planlarının kabulüne ilişkin ...tarihli, ...sayılı Seki Belediye Meclisi kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince Danıştay Altıncı Dairesinin 19/03/2019 tarih ve 2018/8000 Esas, 2019/1412 sayılı bozma kararına uyularak yerinde yaptrılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, uyuşmazlığa konu nazım ve uygulama imar planlarının her ikisinde de dava konusu taşınmazın “belediye hizmet alanı,” olarak yer aldığı, üst ölçekli plan niteliğinde olan 1/25.000 ölçekli Muğla ili nazım imar planı ile 1/100.000 ölçekli Aydın - Muğla - Denizli Çevre Düzeni Planında ise “kentsel yerleşik alan” olarak planlandığı, dava konusu planların biri birine ve üst ölçekli planlara aykırılık taşımadığı, diğer taraftan, uyuşmazlık konusu taşınmazın belediye hizmet alanı olarak planlanmasının, taşınmazın bulunduğu alanın nüfus projeksiyonu da dikkate alındığında artması beklenen yerel nitelikteki kamusal hizmetlerin yerine getirilmesini sağlayıcı nitelikte olduğu, bu yönüyle planlamada kamu yararı bulunduğu, yine taşınmazın konumu itibariyle belediye hizmet alanı kullanımı olmayan bir alanda olması nedeniyle bu şekilde yapılan bir planlamanın tüm yerleşme içerisinde gereksinim duyulan kamusal mekan işlevine hizmet etmesi ve aynı zamanda taşınmazın konumu itibariyle tüm yerleşme açısından yürünebilir nitelikte olduğu, plan kararının, plan ana kararlarını ve sosyal ve teknik alt yapı dengesini bozmayan kararlar olduğu anlaşıldığından dava konusu nazım ve uygulama imar planlarının planlama tekniklerine, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu kararın, 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planına ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planında taşınmazın belediye hizmet alanında kalması yönünden uyuşmazlık incelendiğinde:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
3194 sayılı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
Buna göre alt ölçekteki imar planlarının üst ölçekteki imar planlarıyla uyumlu olacağı nazım imar planlarının bölge ve çevre düzeni planlarına, uygulama imar planının da bölge ve çevre düzeni planları ile nazım imar planına aykırı düzenlemeler getiremeyeceği açıktır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte "idari tesis alanı" kullanımına yönelik özel bir tanım getirilmemekle birlikte, yönetmelik EK-1 tablo içerisinde, planlama alanı içerisinde, bu kullanım kararı için kişi başına ayrılması gereken en düşük m² değeri belirtilmiş, Yönetmelik eki lejant gösterimleri arasında ise bu kullanımı ifade eden gösterime yer verilmemiştir.
Davanın devamı sırasında, işlem tarihinden ise sonra, 14/06/2014 tarihli ve 29030 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "Mekânsal kullanım tanımları ve esasları" başlıklı 5. maddesinin (h) bendinde "resmi kurum alanı; Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerle, il özel idaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kuruluşlara, kanunla veya kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesislerin yapıldığı alanlar" olarak tanımlanmış, lejant gösterimi yönünden ise EK-1ç Nazım İmar Planı gösterimleri içerisinde "kentsel çalışma alanları" başlığı altında "kamu hizmet alanı" gösterimine yer verilirken, EK-1d Uygulama İmar Planı gösterimleri içerisinde "idari hizmet alanı" ve "resmi kurum alanı" olmak üzere iki farklı gösterime yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yönetmelik hükümleri bir arada incelendiğinde, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik EK-1 tablo içerisinde belirtilen "idari tesis alanı" kullanımının, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğindeki karşılığının "resmi kurum alanı" kullanımı olduğu sonucuna varıldığından, Dairemizce yapılan hukuka uygunluk denetimi bu kâbule dayalı olarak yapılacaktır.
Öte yandan işlem tarihinde yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte sosyal tesis alanı ek-1 tablo da gösterilmiş ve " Sosyal tesis alanları; huzurevi, rehabilitasyon merkezi, güçsüzler evi, yetiştirme yurdu gibi alanları kapsamaktadır." şeklinde tanımlanmış, belediye hizmet alanı tanımına ise yer verilmemiştir.
Yine, davanın devamı sırasında, işlem tarihinden sonra, 14/06/2014 tarihli ve 29030 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "Mekânsal kullanım tanımları ve esasları" başlıklı 5. maddesinin 1/a bendinde "Belediye hizmet alanı: Belediyelerin görev ve sorumlulukları kapsamındaki hizmetlerinin götürülebilmesi için gerekli itfaiye, acil yardım ve kurtarma, ulaşıma yönelik transfer istasyonu, araç ve makine parkı, bakım ve ikmal istasyonu, garaj ve triyaj alanları, belediye depoları, asfalt tesisi, atık işleme tesisi, zabıta birimleri, mezbaha, ekmek üretim tesisi, pazar yeri, idari, sosyal ve kültürel merkez gibi mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan tesisler ile sermayesinin yarıdan fazlası belediyeye ait olan şirketlerin sahip olduğu tesislerin yapılabileceği alandır." şeklinde , 1/j bendinde "Sosyal tesis alanı: Sosyal yaşamın niteliğini ve düzeyini artırmak amacı ile toplumun faydalanacağı kreş, kurs, yurt, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, yaşlı ve engelli bakımevi, rehabilitasyon merkezi, toplum merkezi, şefkat evleri gibi fonksiyonlarda hizmet vermek üzere ayrılan kamu veya özel mülkiyetteki alanlardır." şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin "Nazım imar planı" başlıklı 23. maddesinin 1. fıkrasında, nazım imar planında karar düzeyi ve içerikleri bakımından, uygulama imar planındaki detay kararlar alınmaması esas olup, uygulamaya dönük kararların uygulama imar planlarında belirleneceği, "Uygulama imar planı" başlıklı 24. maddesinin 9. fıkrasında ise, nazım imar planlarında karma kullanım olarak belirlenen fonksiyonların, uygulama imar planlarında ayrıştırılmasının esas olduğu kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin bir arada değerlendirilmesi sonucunda, "belediye hizmet alanı kullanımı" (BHA) irdelendiğinde; ulaşım yükü, nüfus ve yapı yoğunluğu başta olmak üzere planlama alanına birbirinden çok farklı etkileri bulunan ve yukarıda yer verilen tanımında örnekleme yoluyla sayılan tesisleri, bir bütün olarak kapsayan "belediye hizmet alanı" gösteriminin getirilmesi, 1/5000 ölçekli nazım imar planları bakımından yeterli ise de, uygulama imar planı ölçeğinde tek başına yeterli olamamakta, bu gösterim altında hangi belediye faaliyetinin icra edileceğinin belirtilmesi suretiyle kesin kullanım türünün gerek uygulama işlemlerine dayanak oluşturacak ölçüde, gerekse hukuki ihtilaf halinde yargısal incelemeye elverecek açıklıkta somut olarak gösterilmesi zorunluluk arz etmektedir.
Uyuşmazlıkta, 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planında dava konusu taşınmazın kısmen belediye hizmet alanı olarak belirlenmesine karşın belediye hizmet alanı tanımında yer alan fonksiyonlardan hangi tür kullanıma ya da kullanımlara yer verildiğinin somut olarak gösterilmediği, dolayısıyla söz konusu alanın içeriğinin 1/1000 ölçekli uygulama imar planında doldurulmadığı anlaşılmakta olup, dava konusu 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planında uyuşmazlık konusu parselin belediye hizmet alanı kullanımına ayrılmasında hukuka uyarlılık görülmemektedir.
Bu itibarla, 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planında taşınmazın belediye hizmet alanına ayrılması yönünden davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle ...İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:...K:...sayılı kararın, 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planı yönünden davanın reddine ilişkin bölümünün ONANMASINA, 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planında taşınmazın belediye hizmet alanında kalması yönünden BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.