Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2020/455 Esas 2020/832 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/455
Karar No: 2020/832
Karar Tarihi: 30.01.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2020/455 Esas 2020/832 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, avukat olan davalı tarafından vekaleten yapılan işlemler sonrası haklı olarak azletildiğini, avukatlık ücretinin fazlasıyla ödendiğini ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine ve hile ile alınan 2.051.300,00 TL'nin tahsil edilmesini istediği menfi tespit davasını açmıştır. İlk derece mahkemesi, davacının tüketici sıfatını haiz olmadığını, uyuşmazlığın genel hükümlere göre genel mahkemelerde çözülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu ise esastan reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin kararı kesin olduğundan, davalı vekilinin temyiz dilekçesi reddedilmiştir. Kararda, davacının dava açmak için tüketici sıfatını haiz olması gerektiği ve uyuşmazlığın genel hükümlere göre genel mahkemelerde çözülmeye uygun olduğu belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-3 maddesi.
13. Hukuk Dairesi         2020/455 E.  ,  2020/832 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla ... 1. Tüketici Mahkemesince verilen 2017/31 esas 2019/108 karar sayılı mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine dair verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nin 2019/1501-2019/1708 karar sayılı kararının süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, avukat olan davalının bir dönem tarafı olduğu dosyalarda vekaleten işlemler yaptığını, davalıyı haklı olarak azlettiğini, haklı azil nedeniyle davalının vekalet ücreti alacağı hakkı olmadığını, avukatlık ücretinin fazlasıyla ödendiğini ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı tarafından hile ve desise ile alınan 2.051.300,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, davacının şirket yetkilisi olduğu, mesleki faaliyeti kapsamında alacağının tahsili amacıyla davalı avukata vekalet verdiği, vekalet hizmetine konu icra dosyalarının ticari alacaktan kaynaklanan çek ve bonolara dayandığı, dava dosyalarının iş ilişkisine istinaden ticari krediye kefil olmasından kaynaklandığı, bu durumda davacının tüketici sıfatını haiz olmadığı ve taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı, uyuşmazlığın genel hükümlere göre genel mahkemelerde çözülmesi gerektiği gerekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemelerince görevsizlik kararı verilmiş; karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerince verilen görevsizlik kararları hakkında istinaf incelemesi sonucunda verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olduğundan davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacının temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 30/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.