Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekili ile davalı yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm,davacı idare vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur.Ancak, 1-Dava konusu parsel gibi aynı amaçla kamulaştırılıp yakın konumda olan ve davacı idarece 2013 yılında 99,00 TL değer takdir olunan 1177 ada 168 parsel nolu taşınmazın m²"sine, Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/422 esas sayılı tespit ve tescil dosyasında Haziran-2013 tarihi itibariyle 150,00 TL/m² değer biçilmiştir. Mayıs-2013 değerlendirme tarihi itibariyle dava konusu taşınmaza 130,00 TL/m² değer belirlendiğinden, bilirkişi kurulundan komşu parsel için tespit edilen m² değerlerden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, 2-Davalı hakkında icra takibi yapıldığı dosya arasındaki belgeden anlaşıldığından taşınmazın tapu kaydında haciz olup olmadığı araştırılıp varsa haczin bedele yansıtılması hususunda kara verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Kabule göre; 3-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak faize karar verilmişse de acele el koyma bedelinin ödendiğinin tespiti halinde bu bedelin mahsubundan sonra kalan fark bedele aksi halde kamulaştırma bedelinin tamamına dört aylık sürenin bitim tarihi olan 01.10.2013 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yerine bu husus araştırılmadan tüm kamulaştırma bedeline başlangıç ve bitiş tarihleri belirtilmeden faize karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekili ile davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idare ile davalıdan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.