Esas No: 2020/1265
Karar No: 2022/240
Karar Tarihi: 02.03.2022
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/1265 Esas 2022/240 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1265 E. , 2022/240 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1265
Karar No : 2022/240
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU :… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2012 ve 2013 yıllarının muhtelif dönemlerine dair gelir vergisi, katma değer vergisi, gelir geçici vergisi, vergi ziyaı cezaları ve özel usulsüzlük cezası ile gecikme faizlerinin tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Vergiye ilişkin hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve belgelerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun tebliğe ilişkin hükümlerine uygun olarak muhatabına tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu ödeme emriyle tahsili talep edilen vergi ve cezalara ilişkin ihbarnameler, davacının bilinen adreslerinde bulunamadığına ilişkin şerh ve posta memurunun imzası üzerine iade edildikten sonra ilanen tebliğ edilmiştir. İlanen tebliğ üzerine dava açılmaması ve amme alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine düzenlenen dava konusu ödeme emri tebliğ imkansızlığı nedeniyle ilanen tebliğ edilmiştir.
Olayda, dava konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarnamelerin tebliğine ilişkin tebliğ alındısına davacının adreste bulunamadığı şerh edildikten sonra tebliğ alındısının, Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesinde sayılan kişilere imza ettirilmesi gerekirken bilinen adreste bulunamama durumu maddede belirtilen usule uygun olarak tespit edilmemiştir. Bu durumda ilanen tebliğ şartlarının oluştuğundan bahsedilemeyecektir.
Ayrıca, davacının MERNİS adresi, 14/01/2014 tarihine kadar "… Mahallesi, …Sokak, … Apartmanı, No:… …" iken bu adres 14/01/2014 tarihinde "…Mahallesi, … Sokak, No:… …" olarak değiştirilmiştir. Dava konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarnamelerin 07/03/2014 tarihinde davacının eski MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı görülmüştür.
Davalı tarafından davacının geçerli MERNİS adresi tespit edilerek davacı adına düzenlenen ihbarnamelerin öncelikle bu adreste tebliğe çalışılması, adreste bulunamama yahut adresin bulunmaması halinde de bu durumun tebliğ alındısına şerh edilerek tebliğ alındısının Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesinde sayılan kişilere imza ettirilmesi gerekirken ihbarnamenin doğru MERNİS adresinde tebliğe çalışılmadan ilanen tebliği yoluna gidilmesi usule aykırıdır.
Bu durumda, dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaların tarh aşamasına ilişkin tebliğ süreci usulüne uygun şekilde gerçekleştirilmediğinden ödeme emri ile takip edilebilecek kesinleşmiş bir amme alacağının varlığından bahsetme imkanı da bulunmamaktadır. Bu nedenle dava konusu ödeme emri hukuka uygun bulunmamıştır.
Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu ödeme emrini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 03/12/2019 tarih ve E:2016/11019, K:2019/6828 sayılı kararı:
Davacının bilinen adreslerinde tebliğ imkansızlığının adres tespit tutanağı ile saptandığı olayda ilanen tebliğ koşullarının gerçekleştiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, vergi mahkemesi kararının, ilanen tebliğin 213 sayılı Kanun'un 104. maddesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa dava konusu ödeme emrinin 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi kapsamında hukuka uygun olup olmadığı yönünde yapılacak inceleme neticesinde ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu, dayanağı ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezalara ilişkin ihbarnameler davacının bildirdiği ikametgah adresine 07/03/2014 tarihinde tebliğe çıkarılmış, ancak tebliğ alındısı boş olarak iade edilmiş ve bu adreste adres tespit tutanağı düzenlenmemiştir. Bu durumda, davacının bilinen adresinde bulunamadığı usulüne uygun olarak tespit edilmiş olmadığından dava konusu ödeme emrinin içeriği borçlara ilişkin ihbarnamelerin ilanen tebliği için aranan şartların olayda gerçekleştiğinden söz edilemeyecektir. Davacı adına usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz etmek mümkün olmadığından dava konusu ödeme emrinde bu nedenle hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezalara ilişkin 10/10/2013 ve 17/09/2013 tarihli vergi/ceza ihbarnameleri, davacının iş yeri adresi olduğu belirtilerek "… Mah. … Cad. K. No: …, …" adresine ve ardından davacının ikametgah adresi olduğu belirtilerek "… Mah. … Sokak, …Apt., No:…, …" adresine tebliğe çıkarılmış ancak tebliğ edilemeyerek tebliğ alındıları iade edilmiştir.
Davacının iş yeri adresi olan "… Mah. … Cad. K. No: …, …" adresinde 14/11/2014, 08/09/2014 ve 05/05/2014 tarihlerinde düzenlenen adres tespit tutanakları ile davacının adresten taşınmış olduğu ve yeni adresinin bilinmediği hususu memur ve mahalle muhtarının imzasıyla tespit edilmiştir.
Bunun üzerine vergi ve cezalara ilişkin ihbarnameler 18/07/2014 tarihinde ilanen tebliğ edilmiştir. Dava konusu edilmeyerek tahakkuk eden ancak vadesinde ödenmeyen amme alacaklarının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
Davacı tarafından dava dilekçesinde ticari faaliyetin 30/09/2013 tarihinde sonlandırıldığı, mükellefiyetin terkin ettirildiği, iş yerinin kapatıldığı ve davalı tarafından bilinen ikametgah adresine tebligat yapılmadığı iddia edilmiştir.
Mahkemenin davacının bilinen adreslerinin sorulmasına ilişkin ara kararı üzerine davalı tarafından, davacının iş yeri adresi olarak "… Mah. … Cad. K. No: …, …" adresini; ikametgah adresi olarak "… Mah. … Sokak, …Apt., No:…, …" adresini bildirdiği, MERNİS adresinin ise "…Mah. … Sk. … …" olduğu belirtilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Bilinen adresler" başlıklı 101. maddesinin 7061 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki hali şu şekildedir:
"Bu kanuna göre bilinen adresler şunlardır:
1. Mükellef tarafından işe başlamada bildirilen adresler;
2. Adres değişikliğinde bildirilen adresler;
3. İşi bırakmada bildirilen adresler;
4. Vergi beyannamelerinde bildirilen adresler;
5. Yoklama fişinde tesbit edilen adresler;
6. (Değişik: 23/6/1982 - 2686/18 md.) Vergi mahkemesinde dava açma dilekçelerinde ve cevaplarında gösterilen adresler;
7. Yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tesbit edilen adresler (İlgilinin tutanakta imzası bulunmak şartiyle);
8. Bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir varakalarında tesbit edilen adresleri.
Mektupların gönderilmesinde bu adreslerden tarih itibariyle tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tesbit edilmiş olanı nazara alınır."
213 sayılı Kanun'un "Tebliğ evrakının teslimi" başlıklı 102. maddesinin 7061 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle değiştirilmeden önceki hali ise şu şekildedir:
"Tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarf posta idaresince muhatabına verilir ve keyfiyet muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tesbit olunur.
Muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memuru durumu zarf üzerine yazar ve mektup posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderilir.
Muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak altı beyanı yapana imzalatılır. İmzadan imtina ederse, tebliği yapan bu ciheti şerh ve imza eder ve tebliğ edilemiyen evrak çıkaran mercie iade olunur.
Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tâyin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemiyerek iade olunursa tebliğ ilan yolu ile yapılır.
Muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya her hangi bir sebeple imza edemiyecek durumda bulunursa sol elinin baş parmağı bastırılmak suretiyle tebliğ olunur.
Muhatap tebelluğdan imtina ederse tebliğ edilecek evrak önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edilir.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemler komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit olunur."
Kanun'un 103. maddesinin 7061 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde muhatabın adresinin hiç bilinmemesi, bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması nedeniyle gönderilmiş olan mektubun geri gelmesi ve başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmaması tebliğin ilan yoluyla yapılacağı durumlar arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Vergi Usul Kanunu'nun yukarıda belirtilen tebligata ilişkin düzenlemelerinin değerlendirilmesinden, bilinen adreste tebliğin esas olduğu, ilan yoluyla tebliğin mükellefin adresinde bulunamaması veya adresinin bilinmemesi halinde başvurulacak bir tebliğ şekli olarak düzenlendiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Davacının iş yeri adresinde tutulan adres tespit tutanakları ile davacının adresinden taşındığı ve yeni adresinin bilinmediği hususu tespit edilmiştir. Mahkemenin ara kararı üzerine davalı tarafından verilen cevapta davacının ikametgah adresi olarak "… Mah. … Sokak, … Apt., No:…, …" adresini bildirdiği belirtilmiştir. Davacının 30/09/2013 tarihi itibarıyla iş yerini kapatarak mükellefiyetini terkin ettirdiği iddiası karşısında anılan ihbarnamelerin ilanen tebliğinden önce davacı tarafından bildirilen ikametgah adresinde tebliğe çıkarılması ve bu adreste tebliğ yapılamadığının usulüne uygun olarak tespit edilmesi halinde ilanen tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezalara ilişkin ihbarnameler davacının bildirdiği ikametgah adresinde 07/03/2014 tarihinde tebliğe çıkarılmıştır. Ancak tebliğ alındısı boş olarak iade edilmiş ve bu adreste adres tespit tutanağı düzenlenmemiştir. Bu durumda, davacının bilinen adresinde bulunamadığı usulüne uygun olarak tespit edilmiş olmadığından dava konusu ödeme emrinin içeriği borçlara ilişkin ihbarnamelerin ilanen tebliği için aranan şartların olayda gerçekleştiğinden söz edilemeyecektir.
Davacı adına usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz etmek mümkün olmadığından, dava konusu ödeme emrinin iptali yönünde verilen ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.