22. Hukuk Dairesi 2017/24042 E. , 2019/16569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 15.06.2000 tarihinden itibaren ... Belediyesi bünyesinde işçi olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca fazla çalışma yaptığını, hafta tatilleri ve ulusal bayram genel tatillerin tümünde çalıştığını, buna göre hak kazandığı işçilik alacaklarının işyerinde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak ödenmediğini, yine Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan sosyal yardımların da eksik ödendiğini ileri sürerek ücret, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilmemiş olup; davalı vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında davacının talep konusu alacaklarının zamanaşımına uğradığını, Belediyelerin resmi kurum olması nedeniyle fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil günleri ile hafta tatillerinde söz konusu olmayacağını, olduğu takdirde dahi ödendiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; ve özellikle davacı vekilinin sunduğu dilekçede mahkeme kararının hangi nedenlerle bozulması gerektiğine dair neden bildirilmemiş olması, Dairemizce gerekçeli olarak temyiz edilen dosyalarda da incelemenin belirtilen nedenlere bağlı kalınarak yapılması ile yine mahkeme kararında Dairemizce kamu düzenini ilgilendiren ve re"sen bozma nedeni yapılmasını gerektirecek bir hata bulunmadığının anlaşılmasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında temyiz aşamasında sunulan ödeme belgelerinin dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınamazlar. Bu kuralın tek istisnası, dayanılıp sunulan delillin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması; örneğin, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname gibi bir belge olmasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/h maddesinde, “davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartları arasında sayılmıştır. Ödenmiş alacak hakkında davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Bu halde, 6100 sayılı Kanun’un 115. maddesi gereğince, dava şartının varlığı ya da yokluğunun incelenmesi, doğrudan mahkemeye verilmiş ödevlerden olması karşısında, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının var olup olmadığını kendiliğinden gözetilmesinde bir usuli engel bulunmamaktadır.
Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla, yargılama aşaması henüz tamamlanmamış ise böyle durumda, borcu itfa eden belge değerlendirmeye alınmalıdır. Gerçekten de, yargılamada davayı inkâr eden davalının savunması, borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin kabulü de zorunludur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.02.2016 Tarih, 2014/22-735 Esas,2016/166 Karar)
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... tarafından temyiz aşamasında, birçoğu dava dönemine ilişkin olmamakla birlikte bir kısmı dava konusu dönemi de kapsayacak şekilde banka dekontları, nakden bedeli aldım şerhini içerir imzalı ödeme fişinin de yer aldığı belgelerin sunulduğu; ayrıca dosyada yer alan banka kaydında da bahse konu belgelerin bir kısmı ile uyumlu dava konusu döneme ilişkin ödemelerin olduğu görülmüştür. Sözü edilen belgeler ilk kez temyiz aşamasında sunulmuş ise de; ödeme belgesi ve borcu söndüren nitelikte belge mahiyetinde kabul edilmelidir. Ödeme belgesinin hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gereklidir. Bu sebeple davacı işçiden, davalının savunmasına ve dava konusu döneme ilişkin sunulan belgelere karşı diyecekleri sorulmalı, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda, davacının dava dilekçesinde asgari geçim indirimi hakkında miktarlandırdığı ayrıca bir talebi bulunmamasına rağmen, mahkemece hükme esas alınan 29.04.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda ücret alacağının asgari geçim indirimi de dahil edilerek hesaplanması, taleple bağlılık ilkesinin ihlali niteliğinde olduğundan bu husus da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.