12. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/10575 Karar No: 2008/13332 Karar Tarihi: 24.06.2008
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/10575 Esas 2008/13332 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2008/10575 E. , 2008/13332 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Mahkemesi TARİHİ : 20/09/2007 NUMARASI : 2007/562-2007/871
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 21.02.2008 tarih, 23960/3089 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takipte örnek 10 ödeme emri borçluya 4.2.2006 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu yasal süreden sonra 7.5.2007 tarihinde İcra Mahkemesine ödeme emri tebliğinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş, usulsüz tebliğe de 30.4.2007 tarihinde iş yerinde yapılan hacizle haberdar olduğunu ve icra takibine dayanak senedin icra kasasına alınmadığını da şikayet yoluyla bildirmiştir. Bu durumda öncelikle yapılması gerekli iş tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı yönünden şikayeti inceleyerek şikayetin süresinde olduğunun tespiti halinde senet aslı icra kasasına alınmamış ise ödeme emrinin iptaline karar vermekle yetinmek gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir. Zira İİK.nun 168/1. maddesinde icra müdürü senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir hükmü karşısında icra müdürünün anılan maddedeki denetimi yapmaması halinde borçluya kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluna ilişkin ödeme emri gönderilmesi halinde borçlunun İİK.nun 168/3.maddesinde belirtildiği gibi 5 gün içinde bu eksikliği İcra Mahkemesi nezdinde ileri sürme hakkı tanınmıştır. Bu 5 günlük hak düşürücü süre İİK.nun 168/1.maddesi gerekçe yapılarak şikayet süresiz olarak kabul edilemez. Bu durumda Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle öncelikle tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti inceleyip oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken kamu düzenine ilişkin hak düşürücü süreler ber taraf edilerek süresiz şikayet hakkı olduğundan bahisle yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir. Kabul şekline göre de; TTK.nun 690. göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı konunun 589. maddesi gereğince şirketin münferit temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu diğer imzanın kendisini sorumluluktan kurtaracağı düşünülemez. Senedi şirket temsilcisi olarak imzaladığını öne süren şikayetçi .... bonodan dolayı bizzat mesuldur. Senet üzerinde bulunan imzalarını da inkar etmeyen şikayetçinin iki imzadan birini şahsı adına diğerini de münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu keşideci .... adına attığının kabulü gerekir. Aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Hal böyle olunca borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ :Borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz bozma kararında yer alan 1.parağrafın karar metninden silinerek çıkarılmasına ve mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/06/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.