16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/15706 Karar No: 2019/7749 Karar Tarihi: 26.11.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/15706 Esas 2019/7749 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir taşınmazın kullanım kadastrosu sırasında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış olması ve daha sonra da satılarak üçüncü kişilere devredilmesi nedeniyle, taşınmazın mirasçıları tarafından tapu iptali ve tescil davasına konu edilmesiyle başlamıştır. Mahkeme, davalıların taşınmazda kullanıcı olduklarını tespit ederek tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar vermiştir. Davacılar ve davalılar vekilleri bu kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise, dava konusu taşınmazın satılmış ve üçüncü kişilere devredildiği için davacıların tapu iptali ve tescil davasına dönüştürmesi gerektiği hükmünü vermiştir. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi ve 6292 sayılı Kadastro Kanunu'dur.
16. Hukuk Dairesi 2016/15706 E. , 2019/7749 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 26.11.2019 gün ve saatte temyiz eden ... ve diğerleri vekili Avukat... ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 174 ada 21 parsel sayılı 80.063,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2011 yılından beri ... ve ... kullanımında olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., çekişmeli taşınmazın murislerinden kaldığını ve kendilerinin de miras payları oranında hakları bulunduğunu öne sürerek dava açmışlar, yargılama sırasında taşınmazın eşit payla davalılara satılması nedeniyle, davacılar davalarını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tapu iptali ve tescile yönelik davanın reddine, çekişmeli taşınmazda kullanım kadastrosu yapıldığı tarihte davacıların da davalılarla beraber zilyet olduklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacılar vekilinin tapu iptali ve tescil davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve taşınmaz Hazine tarafından yargılama sırasında şerh sahiplerine satılmış olup davalılar adına yolsuz tescil bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle tapu iptali ve tescil davasına yönelik usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 2- Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmazın muristen kaldığı ve davacıların da hakkının bulunduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacılar, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik dava açmışlarsa da, dava konusu 174 ada 21 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında 6292 sayılı Yasa uyarınca satılmak suretiyle davalılara geçmiş olup, bu nedenle davacılar tarafından dava ıslah edilmek suretiyle tapu iptali ve tescil davasına dönüştürülmüştür. 6292 sayılı Yasa gereğince satış yolu ile mülkiyeti başkasına devredilen taşınmaz hakkında, Hazineye karşı tapuda kullanıcı şerhi verilmesi istemi ile açılan davanın dinlenme olanağı bulunmamakta olup, esasen davacılar davayı tapu iptali ve tescil olarak ıslah ettiğinden ortada zilyetlik şerhine yönelik bir dava bulunmadığı gibi, taşınmazın Hazine mülkiyetinden çıkarak bir üçüncü kişiye satılmış olması nedeniyle davacı yanın şerhe yönelik talebinin zilyetlik tespiti istemi olarak görülme imkanı da kalmamıştır. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, tapu iptali ve tescil davası reddedildiği halde davalı yana vekalet ücreti verilmemesi de isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.