Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/13049
Karar No: 2012/2821

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/13049 Esas 2012/2821 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/13049 E.  ,  2012/2821 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Davacı, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin tazminine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davalı ..... hakkındaki davanın reddine, davalı ... Karaaslan hakkındaki davaın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Her ne kadar 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir.
    1479 sayılı Kanunun 63. maddesinin 3396 sayılı Kanunla değiştirilen 2. fıkrasında yer alan “.. araç maliklerine...” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 27.03.2000 tarihi ve ....Karar sayılı kararıyla iptal edilmesi karşısında; araç malikinin Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak anılan Yasanın öngördüğü “diğer sorumlular” kavramı kapsamında, 2918 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmünde ifadesini bulan tanım çerçevesinde işleten sıfatını haiz bulunması, bir başka anlatımla; trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hakimiyet ile aracı, tehlikesi kendisine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işleten olması halinde mümkündür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası"nın 3 ve 19. maddeleri hükümlerine göre trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, güçlü delil niteliğindedir.
    2918 sayılı Kanunun 3.maddesi "İşleten:Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama,ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" tanımını içermektedir. Şekli ölçüye göre işleten, satışa esas olan tesçil belgesinde (m.19) aracın fenni muayene ve trafiğe çıkmasının temelini oluşturan trafik belgesinde (m.21), sigorta poliçesi ile (m.91) vergi kaydında adı yazılı kişidir. Maddi ölçüde ise araçtan ekonomik olarak yararlanmayı ve araç üzerindeki eylemli egemenliği ölçü alır. 2918 sayılı Yasa bu temel olgu üzerine oturtulmuştur. (Hukuk Genel Kurulunun 24.03.2004 gün 2004/10-165 E. 2004/171 K., 26.03.2008 gün,.... sayılı ilamları)
    Somut olayda; hükme dayanak kılınan kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde sürücü....%100 oranında kusurlu bulunmuş olup, kullandığı .... plakalı aracın kaza tarihinde trafik sicilinde kayıtlı malikinin davalı .... olduğundan bahisle iş bu davanın açılması karşısında; davaya konu araca ait trafik kayıtları celbedilerek adı geçen davalının kaza tarihi itibariyle işleten sıfatını taşıyıp taşımadığı hususu yukarıda açıklanan ilkeler üzerinde durulmak suretiyle etraflıca araştırılıp irdelendikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu ,yazılı şekilde kusurunun bulunmadığından bahisle davalı .... hakkındaki davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi