Esas No: 2020/1079
Karar No: 2022/236
Karar Tarihi: 02.03.2022
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/1079 Esas 2022/236 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1079 E. , 2022/236 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1079
Karar No : 2022/236
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Yağ Su ve Tarım Ürünleri Gıda İnşaat Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Yedinci Dairesinin 25/11/2019 tarih ve E:2016/9025, K:2019/6178 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün 30/04/2009 tarih ve 2009/12 sayılı "Tam Beyanlı Yaygın Basitleştirilmiş Usul" konulu Genelgesinin "%3'ü Aşmayan Noksanlıklarda" başlıklı I-A maddesinin iptali istenilmektedir.
Danıştay Yedinci Dairesinin 25/11/2019 tarih ve E:2016/9025, K:2019/6178 sayılı kararı:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği ve kaldırılacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemeyle kamu gücüne dayanarak tahsil edilen bütün yükümlülüklerin yasayla düzenlenmesi zorunluluğu getirilerek anayasal güvence altına alınmıştır. Anılan maddede karşılığını bulan "verginin yasallığı ilkesi'' olarak tanımlanan ilke gereği vergiler ancak yasama organının yetkisi dahilinde konulabilir, değiştirilebilir ya da kaldırılabilir. Kanuna göre daha alt düzeyde yer alan idari düzenlemelerde vergilendirmenin temel öğeleri ile ilgili olmaması şartıyla ayrıntılara ve teknik konulara ilişkin olarak düzenleme yetkisi kullanılabilecek ise de bu yetkinin mükellefler aleyhine yasaların uygulanmasının daraltılması veya genişletilmesi ya da verginin yasallığı ilkesi gereğince vergi konulması sonucunu doğuracak bir nitelik taşımasına olanak bulunmamaktadır.
Anayasa'nın 2. maddesinde hukuk devleti ilkesi Cumhuriyetin niteliklerinden biri olarak sayılmış olup hukuk devletinde idareye tanınan hiçbir yetki sınırsız değildir. İdare yetkisini hukuk kurallarına uygun olarak kullanmak zorundadır. Anayasa'nın, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunu söyleyen 125. maddesi bu zorunluluğun anayasal kanıtıdır.
Öte yandan normlar hiyerarşisine göre yukarıdan aşağıya doğru "Anayasa", "Kanun", "Kanun Hükmünde Kararname", "Tüzük", "Yönetmelik" ve "diğer alt düzenleyici işlemler" şeklinde sıralanan normlardan alt kademede yer alanın üst kademedeki norma aykırı olması veya onun kapsamını aşan düzenlemeler içermesi mümkün değildir. Bu sıralamanın tabii bir sonucu olarak normlar hiyerarşisinde üst kademede yer alan yasal kurallara aykırı düzenleyici tasarrufların idare tarafından yürürlüğe konulması hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 237. maddesinin dördüncü fıkrası ile olay tarihinde yürürlükte bulunan Gümrük Yönetmeliği'nin 733. maddesinin dördüncü fıkrasının (e) bendinde dökme gelen eşyadaki %3'ü aşmayan eksiklik ve fazlalıklar için takibat yapılmayacağı hükme bağlanmıştır. Mevzuattan da anlaşılacağı üzere, dökme gelen eşyadaki %3'ü aşmayan eksiklik ve fazlalıklar için takibat yapılmayacak olup anılan oranı aşmayan eksiklik veya fazlalıklar için beyan sahiplerine herhangi bir ispat yükü getirilmemiştir.
11/07/2002 tarih ve 24812 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16 Seri Nolu Gümrük İşlemleri Genel Tebliğinin 6. maddesinin (a) bendinde önceden tahsil edilen vergilerin daha fazla olduğu durumlarda geri verme işlemlerinin yapılacağı düzenlemesine yer verildikten sonra "İthalat Vergilerinin Nakit Olarak Teminata Bağlanması ve Mahsup İşlemleri" başlıklı aynı maddenin (b) bendinde ise Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşyanın yaygın basitleştirilmiş usule tabi tutulmasını isteyenlerin nakit olarak teminata bağlanan vergilerin mahsuplarını beyannamenin tescil tarihinden itibaren bir ay içinde yaptırmak zorunda oldukları, bu sürenin ilgililerin zorlayıcı ve geçerli nedenleri belgeleyerek süresi içerisinde müracaatları halinde gümrük idare amirlerince uzatılacağı, bu şekilde verilen ek sürenin ise üç ayı geçemeyeceği belirtilmiştir.
Dolayısıyla sözü edilen 6. maddenin (b) bendiyle ilgililerin zorlayıcı ve geçerli nedenlerini belgelemeleri yönünde getirilen ispat koşulunun sadece Türkiye Gümrük Bölgesine gelen yaygın basitleştirilmiş usule tabi tutulan eşyanın nakit olarak teminata bağlanan vergilerine yönelik mahsuplarının beyannamenin tescil tarihinden itibaren bir aylık süre içerisinde yaptırmaması durumu için öngörülmüş olduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen maddenin (a) bendinde önceden tahsil edilen vergilerin daha fazla olduğu durumlarda herhangi bir ispat koşulu aranmaksızın geri verme işlemlerinin yapılacağına dair hüküm de bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.
Anılan nedenle 2009/12 sayılı Genelgenin dava konusu edilen dökme eşyada ortaya çıkan ve %3'ü aşmayan noksanlıkları düzenleyen I-A maddesinde iade talebinde bulunan yükümlüler için söz konusu eksikliğin mahrecinden yüklenmemiş veya yanlışlıkla başka yere çıkartılmış veya kaza ve avarya sonucunda yok olmuş veya çalınmış olduğuna dair ispat koşulu getirilmesi suretiyle ispat edilmemesi halinde fazla ödenen vergilerin iade edilmemesine dair düzenlemenin sözü edilen normlar hiyerarşisine ve hukuk devleti ilkesine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer taraftan, anılan Genelgenin I-A maddesinin tamamının iptali istenilmiş ise de dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar maddede geçen "Gümrük Yönetmeliğinin 733. maddesinin dördüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca gümrük idaresince takibata geçilmemesi" yönündeki ibarenin iptalini gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire bu hukuksal nedenler ve gerekçeyle Gümrükler Genel Müdürlüğünün 2009/12 sayılı Genelgesinin I-A maddesindeki "Gümrük Yönetmeliğinin 733. maddesinin dördüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca gümrük idaresince takibata geçilmemesi" ibaresi yönünden davayı reddetmiş; Genelgenin anılan maddesindeki "ancak yükümlünün iade işlemi için ilgili gümrük idaresine müracaat etmesi halinde, gümrük idaresince Tebliğ’in 6 (b) maddesi uyarınca beyan sahibine beyanname tescil tarihinden itibaren bir aylık süre tanınması; bu süre içerisinde beyan sahibinin söz konusu eksikliğin, mahrecinden yüklenmemiş veya yanlışlıkla başka yere çıkartılmış veya kaza ve avarya sonucunda yok olmuş veya çalınmış olduğunu kanıtlaması halinde, önceden yatırdığı vergilerden noksanlığa isabet eden gümrük vergilerinin kendisine iade edilmesi; yükümlünün gümrük idaresince tanınan söz konusu süre içinde yukarıda belirtilen hususları ispat edememesi halinde fazla ödediği vergilerin kendisine iade edilmemesi" ibaresini iptal etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının fuzulen kendisinden vergi tahsil edildiğine dair ispat koşulunu yerine getirmediği, ortada tahsil edilen verginin iadesini gerektirecek açık bir hatanın bulunmadığı, dava konusu Genelge'nin üst normlara aykırı olmadığı belirtilerek aksi yönde verilen Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Daire kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1-Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2-Danıştay Yedinci Dairesinin 25/11/2019 tarih ve E:2016/9025, K:2019/6178 sayılı kararının ONANMASINA,
02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.