Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1692
Karar No: 2012/2794

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/1692 Esas 2012/2794 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/1692 E.  ,  2012/2794 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan masrafların 506 Sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkeme, yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, 506 Sayılı Kanunun 26/1.inci maddesindeki “....sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve .../... Esas .... Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunmasına, öte yandan, kesinleşen önceki rücu davalarında hükmolunan miktarın mahsubu yapılırken, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin esas alınması gerektiğine; şayet, ilk peşin sermaye değerli gelirle birlikte artışlara da hükmedilmişse, artışların hükmolunacak rücu tazminatından mahsup edilmesine olanak bulunmamasına, bu çevrede meseleye fiili ödemeler açısından bakıldığında ise, fiili ödemenin mevcudiyeti halinde, Kurumun talep edebileceği miktarın hesabının da, aynı şekilde gerçekleştirilmesi gerekmekte olup; şayet, ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarından düşük ise, o takdirde, ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesi; aksine, fiili ödeme miktarı ilk peşin değerden düşük ise, o takdirde de, fiili ödeme miktarının esas alınması gerektiğine göre, mahkemece, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının erdest davalara uygulanması gerektiği gerekçe gösterilerek yargılama yapılıp, hüküm tesis edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Somut olayda, ölen sigortalı ile, davalı sigortalıların olay günü 8/16 vardiyasında .... panosu ikinci kat güney alt ayakta çalışmak üzere tertip edildiği, ölen ile yedeği ve davalı ...’ye bir kasa have yapması ve alçalan üç kasanın yükseltilmesi görevi verildiği, adı geçenler tarafından eksik kasanın tamamlanıp diğer kasaların üzerine ise, kama sürülüp gerekli düzeltmelerin yapıldığı, son kasayı kaldırmak için bellemesinin düzeltilip altına hidrolik direk konularak, direğin sarmaya doğru kaldırıldığı, bu sırada bellemenin aniden dönerek, hidrolik direk ile birlikte, kazalının üzerine düştüğü ve bu arada, kasanın da bozulması nedeniyle, tavanda göçük oluşup, göçük altında kalan sigortalının 16.11.2000 tarihinde vefat ettiği, kazanın meydana geldiği yerde üç sarma boyu açıklık bulunmasına ve
    tavan şartlarının bozulmasına rağmen, ilave tahkimatlar yapılmaksızın, görevlendirmede bulunulduğu, yenilenmek üzere sökülen kasanın iki yanındaki sarmalar arasında yaklaşık iki metreye yakın açıklık meydana geleceğinin ve bunun göçüğe yol açabileceğinin gözetilip, bu yönde ek tahkimat yapılmadığı gibi, esasen bir tahkimat yönergesinin de oluşturulmadığı, yine, diğer davalılar tarafından da, gerek, tahkimat, gerekse denetim ve nezaret konusunda gerekli özenin gösterilmediği anlaşılmaktadır.
    Hükme dayanak kılınan 20.05.2008 tarihli kusur raporunda; davalı işveren şirkete %40, davalılar ..., ... ve ...’a %2’şerden toplam %6, diğer davalılar ..., ..., ..., ....’ye %1’erden toplam %4 kusur verilmiş, olayda %50 de kaçınılmazlık bulunduğu belirtilmiştir. Gerçek kişi yedi davalı hakkında açılan kamu davasında ise, her bir davalıya 1/8 olmak üzere, toplam 7/8 oranında kusur verildiği, 1/8 kusurun ise, sigortalıya izafe edildiği, davalıların mahkûmiyetine dair hükmün onanarak kesinleştiği, iş müfettişi raporunda ise, uygun tahkimat yapmadığı gerekçesiyle, işverene %100 kusur verildiği anlaşılmaktadır.
    Kaçınılmazlıktan söz edebilmek için, teknolojik ve yönetsel her türlü tedbirin alınmış olmasına rağmen, beklenmedik ve önlenemez sebeplerle, iş kazasının meydana gelmiş olması gerekir. Günümüz teknolojisinin böyle bir olayı kötü rastlantılara bırakması hemen hemen olanaksızdır ve kötü rastlantı, ya da, kaçınılmazlık denilen olguların ardında insan yanılgı ve savsamalarının bulunması asıldır. Hükme dayanak kılınan kusur raporunda; tavan basıncının artıp, tahkimatın tamamlanmasına fırsat vermeden posta akması olayının %50 oranında kaçınılmazlık sonucu ortaya çıktığı belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan nedenlerle ve oluşa göre olayda kaçınılmazlık olmayıp, aksi yöndeki rapor ve mahkeme kabulü yerinde görülmemiştir.
    Mahkemenin, maddi olguyu, bu doğrultuda araştırıp, doğru ve kesin bir şekilde saptadıktan sonra, ceza davası ve iş müfettişi raporu da nazara alınarak işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman kişilerden oluşturulacak, yeni bir bilirkişi kurulu aracılığıyla yukarıdaki esaslar çerçevesinde kusur incelemesi yaptırması ve çelişki halinde çelişkileri de gidererek sonucuna göre bir karar vermesi gerekir. Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme sonucu tesis edilen hüküm usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
    O halde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 21.02.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi