Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2501
Karar No: 2022/731
Karar Tarihi: 03.03.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2501 Esas 2022/731 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2501 E.  ,  2022/731 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/2501
    Karar No : 2022/731


    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
    2- …
    3- … 4- … 5- … 6- … 7- …
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1-… Bakanlığı
    VEKİLİ: …
    2- … Müdürlüğü
    VEKİLİ: …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 08/02/2021 tarih ve E:2016/4618, K:2021/304 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: … Vakfının galleye müstahak evlatları olan davacılar tarafından, vakfın 2012 ve 2013 yıllarına ait galle fazlasının ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğü Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin ve bu işlemin dayanağı olduğu belirtilen 27/09/2008 tarih ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Vakıflar Yönetmeliği'nin 55. maddesinin iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 08/02/2021 tarih ve E:2016/4618, K:2021/304 sayılı kararıyla;
    Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
    5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 3, 7 ve 75. maddeleri ile Vakıflar Yönetmeliği'nin 53, 54, 55, 56, 57 ve 185. maddelerine yer verilerek;
    Dava konusu uygulama işleminin dayanağı olan Yönetmelik'in 55. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, vakıf evladı veya ilgililerinin galle fazlasını almaya hak kazandıkları tarihin, ilk derece mahkemesi karar tarihi olduğu, galle fazlasına ilişkin ödemenin mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra yapılacağının kurala bağlandığı,
    Bakılan uyuşmazlığın da bu kuraldan kaynaklandığı, davacılar tarafından ise, vakıf evladı olarak galle fazlası almaya hak kazanılan tarihin ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarih değil dava açıldığı tarih olması gerektiği, Kanun'da olmayan bir sınırlamanın getirildiği, bu nedenle de dava açılan tarih ile ilk derece mahkemesi karar tarihi arasında kalan sürede hak kazanılan galle fazlasından mahrum kalındığının ileri sürüldüğü,
    Kanun koyucunun, galle fazlası ve intifa haklarına yönelik hakların vakfiyedeki şartlar doğrultusunda saklı olduğunu belirterek, bu hakların kullanılmasına ilişkin usûl ve esasların yönetmelik ile düzenlenmesi yönünde iradesini ortaya koyduğu, buna dayanılarak da galle fazlasının hangi tarihten itibaren uygulanacağına yönelik olarak güncel mevzuatta, önceki dönemdeki uygulamalar da dikkate alınarak yukarıda belirtilen şekilde düzenleme yapıldığı,
    Bu durumda, Yönetmelik'in dava konusu edilen 55. maddesinin 1. fıkrası ile galle fazlası almaya müstahak tüm vakıf evlatlarına yönelik getirilen genel düzenlemede ve galle fazlasının ödenmesine yönelik devam eden diğer fıkralarda hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı,
    Diğer yandan, davalı idareler tarafından, uygulama işleminin dayanağının Yönetmelik'in 55. maddesinin 1. fıkrası olduğu; ancak davacılar tarafından tüm maddenin iptali istenildiğinden diğer fıkralar bakımından davacıların menfaat ihlalinin bulunmadığı ileri sürülmekte ise de, anılan maddenin hukuksal bütünlüğü gözetilerek tamamının incelenmesi gerektiğinin anlaşıldığı,
    Öte yandan, Vakıflar Yönetmeliği'nin hukuka uygun olduğu kanaatine varılan 55. maddesinin 1. fıkrası uyarınca tesis edilen dava konusu bireysel işlemde de hukuka ve mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, bir üst zümreden hayatta kalan son kişi olan Reşit İskenderoğlu'nun 2012 yılında vefat etmesi üzerine galle fazlasının taraflarına ödenmesi için başvuru yapmak istediklerinde ilgili personelin ödemelerin Şubat 2013'te yapılacağını söyleyerek Şubat ayı içerisinde belgelerle birlikte başvuru yapılması gerektiğini belirttiği, Şubat ayı içerisinde yapılan başvuruda da, yönetmelikte değişiklik olduğu ve mahkeme kararı ile başvuru yapılması gerektiğinin söylendiği, ilk başvuru yapmak istedikleri tarihte Vakıflar Yönetmeliği'nin 53. maddesinin ikinci fıkrasında, "Vakıf evladı olduğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile ispat olunanların, vakfiye şartı geriye galle fazlası almaya hak kazanan çocuklarından ayrıca mahkeme kararı istenmeyeceği, vukuatlı nüfus kaydı esas alınarak işlem yapılacağı" düzenlemesi bulunmakta iken, düzenlemenin 19/01/2013 tarihinde mülga olması nedeniyle söz konusu haktan davalı idare personelinin beyanı nedeniyle yararlanamadıkları, Vakıflar Yönetmeliği uyarınca vakıf evladı veya ilgililerinin galle fazlasını almaya hak kazandıkları tarihin ilk derece mahkemesi karar tarihi olduğu, ancak yargılamanın uzun sürmesinin kendi inisiyatiflerinde olmadığı, adli mercilerin işleyişinin yavaşlığından kaynaklandığı, dolayısıyla hak sahipliği tarihinin ilk derece mahkemesi karar tarihi olarak düzenlenmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğu, önemli olanın mahkeme kararıyla tespitin yapılmış olması olduğu, vakfa ait vakfiyede, vakfın nesli kesilinceye kadar herhangi bir hayır hizmetinin olmadığı ve gallenin yani belirli giderler düştükten sonra kalan gelirin tamamının evlatlarına verileceğinin belirtildiği, vakıfta batın (nesil) tertibi esas olduğundan, aynı batında olan son kişinin vefat tarihi itibarıyla alt batında yer alan kişilerin kazanılmış hakkının doğduğu, alt batında olanların vakfın galle fazlasına müstehak evlatlar olduğu hususunu mahkeme kararıyla ispatlamasının tespit niteliğinde olduğu, dolayısıyla dava konusu Yönetmelik maddesiyle sınırlama getirildiği ve kazanılmış haklarının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, önceki mevzuat döneminde vakfiyeye göre gelir fazlasının nasıl ödeneceğinin Vakıflarda İntifa Haklarının Ne Suretle Tespit ve İta Edileceği Hakkında 23/12/1937 tarihli Vakıflar Nizamnamesi ve Vakıflar Nizamnamesi’ne ek Nizamname’nin 6. ve 7. maddelerinde düzenlendiği, anılan Nizamname ve ilgili mevzuat uyarınca Vakıflar Yönetmeliği’nde önceki dönemde galle fazlasının mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibarıyla ödendiği, mevcut düzenleme ile mahkeme kararının verildiği tarih itibarıyla ödeme yapıldığı, davacıların iddialarının aksine bu durumun vakıf evlatlarının yararına olduğu, Yargıtay kararlarının da kendilerini destekler nitelikte bulunduğu, öte yandan, vakıf evladı olmanın, her zaman galle fazlası bakımından hak sahibi olunacağı anlamına gelmediği, davacılara mevzuat gereği 2014 ve 2015 yıllarında ödeme yapıldığı, mevzuatın tüm vakıf evlatlarına bu şekilde uygulandığı, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 7. maddesinde sonradan yapılan değişikliklere karşı açılan davanın Anayasa Mahkemesince reddedildiği belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile davacıların, … Vakfının gallesine müstahak vakıf evladı olduklarının tespitine karar verilmiştir. (dava tarihi: 06/03/2013)
    Bu karar … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile onanmıştır. Karar düzeltme isteminin reddi üzerine de yerel mahkemenin kararı 23/02/2016 tarihinde kesinleşmiştir.
    Davacılar tarafından 2012 ve 2013 yıllarına ait galle fazlalarının ödenmesi istemiyle 11/05/2016 tarihinde bölge müdürlüğüne başvurulmuş, bu başvuru Vakıflar Yönetmeliği'nin 55. maddesinin 1. fıkrası uyarınca dava konusu Vakıflar Genel Müdürlüğü Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmiştir.
    Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    27/02/2008 tarih ve 26800 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde; "… Galle fazlası: Mazbut ve mülhak vakıflarda, vakfın hayrat ve akarlarının onarımı ile vakfiyelerindeki hayrat hizmetlerin ifasından sonra kalan miktarı, İntifa hakkı: Mazbut ve mülhak vakıflarda, vakfiyelerindeki şartlara göre ilgililere bırakılmış galle fazlaları ve hakları, ifade eder.", "Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar" başlıklı 7. maddesinde; "On yıl süreyle yönetici atanamayan veya yönetim organı oluşturulamayan mülhak vakıflar, mahkeme kararıyla Genel Müdürlükçe yönetilir ve temsil edilir. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce mazbut vakıflar arasına alınan vakıflarla, bu Kanuna göre mazbut vakıflar arasına alınan vakıflara bir daha yönetici seçimi ve ataması yapılamaz. İlgililerin vakfiye şartlarına göre intifa hakları saklıdır. İntifa haklarına ilişkin talepler galle fazlası almaya hak kazanıldığını gösteren mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmekle düşer. Mazbut vakıflarda intifa hakları, galle fazlası almaya hak kazanıldığını gösteren mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren, vakfın son beş yıl içindeki malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlı olmak ve galle fazlasının mevcudiyeti şartıyla Genel Müdürlükçe belirlenir." ve "İntifa hakkı" başlıklı 75. maddesinde; "Mazbut ve mülhak vakıfların vakfiyelerindeki şartlar doğrultusunda, ilgililerin hakları saklıdır. Bu hakların kullanılmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle düzenlenir." hükümlerine yer verilmiştir.
    Kanun'un 7. maddesine eklenen ve yukarıda alıntısı yapılan 4. ve 5. fıkraların iptalinin de istenildiği başvuru üzerine Anayasa Mahkemesince verilen 09/05/2013 tarih ve E:2011/42, K:2013/60 sayılı kararın 4. fıkraya ilişkin kısmında; "... Dava konusu kuralla, hakkın kullanılması için hak düşürücü süre öngörülmüş olup, kişilerin, vakıf evladı veya ilgilisi olduğuna ve galle fazlası almak için vakfiyede belirtilen nitelikleri haiz vakıf evladı arasında bulunduğuna ilişkin dava açmalarını ve mahkeme kararlarının uygulanmasını engellenmediği gibi kuralın, süresinde başvuruda bulunan vakıf evladının intifa haklarını almalarını engelleyen bir yönü de bulunmamaktadır...", 5. fıkraya ilişkin kısmında ise "... intifa hakkını, vakfın son beş yıl içindeki malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlayan dava konusu kuralın, bireysel yarar ile kamu yararı arasında açık ve hakkaniyete aykırı bir dengesizlik oluşturmadığı gibi mülkiyet hakkının özünü zedeleyen bir yönü de bulunmamaktadır..." gerekçelerine yer verilerek anılan fıkraların Anayasa'ya aykırı olmadığına hükmedilmiştir.
    5737 sayılı Vakıflar Kanunu'na dayanılarak hazırlanan ve 27/09/2008 tarih ve 27010 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vakıflar Yönetmeliği'nin "Başvuru şekli" başlıklı 53. maddesinde; "(1) Vakıf evlatları veya ilgilileri dilekçe ile vakfiye şartı gereği vakıf evladı veya ilgilisi olduğunu ve galle fazlası almaya hak kazandığını gösteren mahkeme kararıyla; a) Vakıf evladı veya ilgilisi olduğu mülhak vakıf yöneticisine, b) Vakfiyesinde galle fazlası ödenmesine ilişkin şart bulunan mazbut vakıflarda, ilgili bölge müdürlüğüne veya Genel Müdürlüğün internet sitesindeki online başvurular kısmında yer alan galle fazlası talep formunun doldurulması şekli ile; Genel Müdürlükçe temsilen yönetilen mülhak vakıflarda ise ilgili bölge müdürlüğüne, başvuru yaparlar. (3) Vakfiyede batın tertibi veya bunun gibi herhangi bir şart mevcut ise, bu şartın mahkeme kararı ile ispatı gerekir. (4) Vakıf yöneticisi; galleye müstahak vakıf evladında meydana gelen değişiklikleri Ek-25’teki formu doldurarak ilgili bölge müdürlüğüne vermek zorundadırlar.", "Galle fazlasının hesabı" başlıklı 54. maddesinde; "(1) Mahkeme kararı ile galle fazlası almaya hak kazanan vakıf evladı veya ilgilisi bulunan vakıflarda; % 15 ihtiyat akçesi, hayır şartı giderleri, yönetim ve temsil payı, tevliyet ücreti ile vakıf için yapılan diğer giderler, vakfın gerçekleşen gayri safi gelirinden düşüldükten sonra vakıf evlatlarına veya ilgililerine ödenecek galle fazlasının miktarı belirlenir. (2) Galle fazlasının hesaplanmasında o yıla ait gelirin tamamı dikkate alınır. (3) Vakfın onarıma ihtiyacı olan taşınmazı varsa, o yıl için gerçekleşen gayri safi gelirinden yönetim ve temsil payı veya tevliyet ücreti ile kanuni giderler ayrıldıktan sonra kalan miktar onarıma ayrılır. (4) Temsilen yönetilen mülhak vakıflarda ayrıca tevliyet ücreti kesilmez.", "Galle fazlasının ödenmesi" başlıklı dava konusu 55. maddesinde; "(1) Vakıf evladı veya ilgililerinin galle fazlasını almaya hak kazandıkları tarih ilk derece mahkemesi karar tarihi olup, galle fazlasına ilişkin ödeme mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra yapılır. (2) Galle fazlası, mazbut vakıflarda Genel Müdürlük onayından, mülhak vakıflarda ise kesin hesabın tasdikinden sonra 15 gün içerisinde yıllık olarak ödenir. (3) İntifa hakkı ödemeleri yapıldıktan sonra ilk defa başvuranlara o yıl ödeme yapılmaz. Ancak hak kazandığı yılın veya yılların evlat hissesi, mahkeme kararının kesinleşmesini müteakip ödenir.", "Galle fazlasının izleneceği hesaplar" başlıklı 56. maddesinde; "(1) Galle fazlasına ilişkin ilk derece mahkemesi kararının ilgili bölge müdürlüğüne ya da mülhak vakıf yöneticiliğine tebliğ edilmesi halinde, galle fazlası karar tarihinden itibaren ilgililerine ödeninceye kadar emanet hesaplarda izlenir. (2) Vakfın; yıllık gayri safi gelirinden kesilen ihtiyat akçesi, vakfa ait ayrı bir hesapta izlenir. (3) İhtiyat akçesi oranı Meclis kararıyla değiştirilebilir. (4) (Ek:RG-30/11/2011-28128) İhtiyat akçesi hesabında biriken ve kullanılmayan paralar ile vakfı adına yeni gayrimenkul satın alınabilir.", "Galle fazlasının talep edilmemesi" başlıklı 57. maddesinde; "(1) Emanet hesabına alınan galle fazlaları, alacağın doğduğu tarihten itibaren beş yıl içerisinde talep edilmemesi halinde vakfının hesabına gelir kaydedilir." ve "Yürütme" başlıklı 185. maddesinde; "(1) Bu Yönetmelik hükümlerini Vakıflar Genel Müdürlüğünün bağlı bulunduğu Bakan yürütür." düzenlemeleri yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Onuncu Dairesi kararının, Vakıflar Yönetmeliği'nin 55. maddesinin 2 ve 3. fıkrası yönünden davanın reddine ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bu kısımının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Daire kararının Vakıflar Yönetmeliği'nin 55. maddesinin 1. fıkrasına ilişkin kısmına gelince;
    5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 75. maddesinde, mazbut ve mülhak vakıfların vakfiyelerindeki şartlar doğrultusunda ilgililerin haklarının saklı olduğu, bu hakların kullanılmasına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
    Anılan maddeye istinaden hazırlanarak yürürlüğe konulan Vakıflar Yönetmeliği'nin dava konusu 55. maddesinin 1. fıkrasında ise; vakıf evladı veya ilgililerinin galle fazlasını almaya hak kazandıkları tarihin ilk derece mahkemesi karar tarihi olduğu, galle fazlasına ilişkin ödemenin mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
    Öte yandan, davacıların galleye müstahak vakıf evladı oldukları … Vakfına ait vakfiyede, vakfın nesli kesilinceye kadar hayır hizmetinin olmadığı ve vakfa ait gallenin (belirli giderler düşüldükten sonra kalan gelirin) tamamının vakıf evlatlarına verileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
    Vakıflar Kanunu'nda da belirtildiği üzere, vakıflarda esas olanın vakfedinin iradesini gösteren vakfiye şartları olduğu, vakfiye şartlarına aykırı olmamak üzere ilgililerin haklarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici işlem tesis edilebileceği açıktır.
    Bu kapsamda, dava konusu düzenlemede, vakıf evladı veya ilgililerinin galle fazlasını almaya hak kazandıkları tarihin ilk derece mahkemesi karar tarihi olduğu, galle fazlasına ilişkin ödemenin mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra yapılacağı hükmüne yer verildiği, bu durumun vakfedenin iradesini gösteren vakfiye şartları bakımından sınırlama getirdiği ileri sürülmüş ise de, "ilgililerinin galle fazlasını almaya hak kazandıkları tarihin ilk derece mahkemesi karar tarihi olduğu" ibaresinden kastedilen durumun, galle fazlasına hak kazanabilmek için bu hususa ilişkin mahkeme kararıyla yapılmış bir tespitin olması, anılan tespit hükmüne istinaden galleye hak kazanılacağı şeklinde anlaşılması gerektiği, mahkemenin karar tarihinden önceki döneme ait galle fazlasının ödenmesine engel teşkil eden, diğer bir ifadeyle, mahkemece yapılan tespitin geçmişe etkili olarak uygulanmasını engelleyen bir düzenleme bulunmadığından, galle fazlasına müstehak olunduğu hususunun mahkeme kararıyla tespit edilmesi halinde ödemenin yapılması gerektiği dikkate alındığında, düzenlemede bu gerekçeyle hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    Daire kararının bireysel işleme ilişkin kısmına gelince;
    Vakıf hukukunda esas olan ve vakfedinin iradesini gösteren davacıların galleye müstahak vakıf evladı oldukları … Vakfına ait vakfiyede, vakfın nesli kesilinceye kadar herhangi bir hayır hizmetinin olmadığı ve gallenin yani belirli giderler düştükten sonra kalan gelirin tamamının vakıf evlatlarına verileceğinin belirtildiği, öte yandan, vakfiyede gallenin dağıtımı usulü yönünden batın esasının (nesil/kuşak esası) kabul edildiği, buna göre bir üst kuşaktan hayatta kalan biri olması halinde gallenin alt kuşaklara ödenmemesi esasının belirlendiği görülmektedir.
    Uyuşmazlıkta, davacılar tarafından bir üst kuşaktan hayatta kalan son kişi olan … 'nun 2012 yılında vefat etmesi üzerine galleye müstehak vakıf evladı oldukarının tespiti amacıyla 06/03/2013 tarihinde açılan davada, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile … Vakfının gallesine müstahak vakıf evladı olduklarının tespitine karar verildiği ve anılan kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Buna göre, vakfedenin iradesini gösteren vakfiye hükümleri uyarınca, davacıların galleye müstehak vakıf evladı olduklarının mahkeme kararıyla tespit edildiği tarihten itibaren vakfiyede yer verilen şart uyarınca, bir üst kuşaktan hayatta kalan son kişinin vefat ettiği 2012 yılından itibaren galle fazlasının taraflarına ödenmesi gerekirken, davacılar tarafından, vakfın 2012 ve 2013 yıllarına ait galle fazlasının ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun, galle fazlasını almaya hak kazanılan tarihin ilk derece mahkemesi karar tarihi olduğundan bahisle davacılara ilişkin mahkeme kararıyla yapılan tespitin 2014 yılında olduğu gerekçesiyle anılan tarihten önceki döneme ilişkin gallenin ödenmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacıların temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
    2. Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 08/02/2021 tarih ve E:2016/4618, K:2021/304 sayılı kararının Vakıflar Yönetmeliği'nin 55. maddesinin 2 ve 3. fıkrasına ilişkin kısmının ONANMASINA, Vakıflar Yönetmeliği'nin 55. maddesinin 1. fıkrasına ilişkin kısmının
    ise yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
    3. Anılan kararın bireysel işleme ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesine,
    5. Kesin olarak, 03/03/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.




    KARŞI OY

    X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzenleyici işleme ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu Daire kararının bu kısmının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.



    KARŞI OY

    XX- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın bireysel işleme ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu Daire kararının bu kısmının da onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi