11. Ceza Dairesi 2017/12381 E. , 2019/6718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK"nin 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK"nin 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat ile sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan yalnızca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair önceki karardan bahsedilmek suretiyle gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a)5271 sayılı CMK"nun 231/11. maddesinin; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklinde düzenlendiği, buna göre anılan madde fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca, cezanın kısmen infazı, ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilebilmesinin ancak yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanıklar yönünden mümkün bulunduğu cihetle; resmi belgede sahtecilik suçundan yargılandığı davada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle CMK"nin 231/11. maddesi uyarınca hakkındaki hükmün açıklanması sırasında hükmolunan hapis cezasının ertelenemeyeceğinin gözetilmemesi,
b)Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
c)5237 sayılı TCK"nin 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesine rağmen; mahkemece “denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” denilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 25.09.2019 tarihinde hükmün açıklanma koşullarının oluştuğuna dair ön sorun yönünden Üye ...’ın karşı oyu ile oyçokluğu ile diğer yönlerden oy birliğiyle karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİDİR
Dairemizin 25.09.2019 tarih, 2017/12381 Es, 2019/6718 Kr sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim.
Sanığın 5237 TCK"nin 204/1, 62, 51/1-3-6-4-5-7. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan Gaziantep 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/07/2014 tarih 2014/266 Es, 2014/376 Kr sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 10/09/2013 tarih 2011/530 Es- 2013/431 Kr sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Gaziantep 6. Sulh Ceza Mahkemesince 20/03/2014 tarih 2014/116 Es, 2014/249 Kr sayı ile 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 3-e, 62, 52. maddeleri uyarınca doğrudan 3000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun (hükmün açıklanma koşullarının oluştuğu yönündeki) görüşüne katılmıyorum. 25.09.2019