Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/712
Karar No: 2022/721
Karar Tarihi: 03.03.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/712 Esas 2022/721 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/712 E.  ,  2022/721 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/712
    Karar No : 2022/721


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2017/6202, K:2020/1617 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların meslekten çıkarma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesi, özlük haklarının iadesine karar verilmesi ve 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2017/6202, K:2020/1617 sayılı kararıyla;
    Davalı idarenin usule ilişkin itirazları ve davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmemiş,
    "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
    Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
    Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla reddedildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
    ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"nın incelenmesinden; davacının … ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
    Ayrıca, FETÖ tarafından belirli sicil aralıklarındaki hâkim ve savcıların gruplandırılarak T1, T2, T3, T4, T5 şeklinde taşra ve devre yapılanması oluşturulduğu, … ve … ID numaralı ByLock kullanıcılarına ait ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanaklarında 13/09/2015 tarihinde yapılan yazışma içeriklerinin incelenmesinden, davacının sicil numarası itibarıyla "T4" olarak gruplandırıldığı, sonuç olarak davacının adına, görev yaptığı yere ve grubuna (T4) açıkça yer verildiği görülen yazışma içeriğinin davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirildiği,
    Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet adı altında para verdiğine, ByLock uygulamasını kullandığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
    YARSAV üyeliği yönünden, üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
    Diğer hususlar yönünden, davacının FETÖ'nün Adalet Bakanlığında ve HSK'da etkin olduğu dönemde, 2012-2013 yılları arasında (3 ay) yurt dışına dil eğitimine gönderildiğine ilişkin tespitin, davacı hakkındaki diğer tespitler birlikte değerlendirildiğinde, anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
    Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
    Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların meslekten çıkarma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; temyize konu Daire kararı ile tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha bulunduğu, aynı gün yapılan heyette görüşülen davalardan biri hakkında incelenmeksizin ret kararı verilmesi gerektiği, her iki davanın reddine karar verilerek davalı idare lehine fazladan avukatlık ücreti ödenmesine neden olunduğu; temyize konu Daire kararında, savunma hakkı tanınmamasının Anayasa'nın 15. maddesi hükmü karşısında hukuka aykırı olmadığı yolunda değerlendirmede bulunulduğu, hakim ve savcıların meslekten çıkarılmasının özel usul hükümleri ile düzenlenerek Anayasal teminata bağlandığı, bu nedenle Dairece yapılan değerlendirmenin isabetli olmadığı; Dairece meslek hayatı boyunca örgütle hangi düzeyde irtibat ve bağlantısı bulunduğunun, bu irtibat ve iltisakın yansımalarının neler olduğunun somut olarak ortaya konulmadığı, somut bir fiil isnadı bulunmaksızın, kişiselleştirilmiş gerekçelere yer verilmeden meslekten çıkarılması kararı verilmesinin anayasal güvence ve hakimlik teminatı ile bağdaşmadığı; 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesinde yeni bir suç ve ceza ihdas edildiği, bu haliyle anılan hükmün Anayasa'nın 6/3, 7 ve 91/1. maddelerine aykırı olduğu; usulüne uygun soruşturma yapılmadan ve savunması alınmadan tesis edilen meslekten çıkarma kararının iptali gerektiği, davalı idarenin yeniden inceleme hakkı verilmek suretiyle savunma hakkının tanındığı yönündeki iddiasının kabul edilemez olduğu, aynı şekilde işlemin olağanüstü tedbir niteliğinde olduğundan hareketle savunma hakkının kullandırılmamasının işlemi sakatlamadığı yönündeki Dairece yapılan tespitin de hukuka aykırı olduğu, dava konusu işlem ve Daire kararında terör örgütüyle irtibat ve iltisak gerekçesine dayanıldığı, anılan kavramların muğlak ve belirsiz olduğu, bu durumun hukuki belirlilik ilkesine aykırı olduğu gibi, suç ve cezaların kanuniliği ve kanunların geriye yürümezliği ilkeleri ile de bağdaşmadığı, temyize konu Daire kararında delil olarak gösterilen olguların iptali istenen işlemin tesis edildiği tarihte mevcut olmadığı, bu nedenle anılan olgulara dayanılarak karar verilmesinin hukuken kabul edilemez olduğu, ByLock kullanıcısı olmadığı, teknik ve hukuki anlamda ByLock kullandığının ortaya konulmamasına rağmen, anılan programı kullandığından bahisle davanın reddedildiği, aleyhine verilen tanık beyanlarının gerçekle bir ilgisinin bulunmadığı, dava konusu işlemin tesis edilmesinden sonra, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak kanuna aykırı menfaat elde etmek maksadıyla verilen ve suç unsuru içermeyen soyut nitelikteki beyanların, dava konusu işlemin tesisine gerekçe olarak alınamayacağı, YARSAV'ın bağımsız yargıçların kendi aralarında oluşturduğu bir oluşum olduğu, anılan oluşama talimatla üye olduğunu ortaya koyan somut bir tespitin bulunmadığı, hiçbir bağımsız yargıcın özgür iradesi ile faaliyetine katıldığı bağımsız bir oluşumun faaliyetleri nedeniyle cezai sorumluluğa tabi tutulamayacağı, yabancı dil eğitimi için geçici görevlendirilmesinin karara esas alınamayacağı, varsayım, yorum ve tahmine dayalı bağlantılar kurmak suretiyle yapılan tespitlerden hareket edilere, anayasal sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin kabul edilemeyeceği, yargılamanın tarafsız ve bağımsız hakimler eliyle yürütülmediği belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 26/02/2020 tarih ve E:2017/6202, K:2020/1617 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 03/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi