BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/550 Esas 2019/241 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2015/550
Karar No: 2019/241
Karar Tarihi: 19.03.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/550 Esas 2019/241 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/550
KARAR NO : 2019/241

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 29/05/2015
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'in miras bırakanı olan babası ...'in davalı bankanın ... şubesi nezdinde 26/08/1970 tarihinde vadeli hesap açtırdığını bu hesaba değişik zamanlarda para yatırıp para çektiğini, ... ve eşinin 30/01/1975 tarihinde uçak kazasında vefat ettiğini, geriye tek mirasçının müvekkilinin kaldığını, müvekkilinin kaza tarihinde henüz 7 yaşında olduğunu, reşit olmadığını, sonrasında da bu paradan hiç haberdar olmadığını, müvekkilinin kendisine kalan paradan yeni haberdar olduğunu, müvekkile miras yoluyla intikal eden paranın son işlem tarihi olan 31/12/1971 tarihinden 26/08/1972 tarihine kadar %5, 26/08/1972 tarihinden itibaren ise işleyecek avans faizi ile birlikte taraflarına ödenmesi için davalı bankadan talepte bulunulmuş ancak bankaca herhangi bir cevap verilmediğini, mevzuatta düzenlenmiş biçimine göre zamanaşımına uğrayan alacakların, fona devredileceğini banka, hak sahibine öncelikle iadeli taahhütlü mektupla uyarmak zorunda olduğunu, bunun akabinde yasada düzenlendiği şekliyle belli ilanların yapılması gerektiğini, zamanaşımının bu işlemlerin yapılmasını müteakip başlayacağını, Yargıtayın istikrar kazanmış kararlarında da bankadaki mevduat alacağının zamanaşımına uğrayabilmesi için mudinin uyarılmasının şart olduğunu hiçbir işlem yapmayan bankanın sorumluluğunun devam edeceğini, bu bakımdan davalın bankanın hem müvekkiline hem de ... 'ye karşı sorumlu olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 18.012,70 TL nin 31/12/1971 tarihinden 26/08/1972 tarihine kadar %5, 26/08/1972 tarihinden itibaren ise işleyecek avans faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka nezdinde davacı tarafın iddia ettiği gibi bir hesaba rastlanılmadığını, öncelikle davacı tarafın mirasçılık durumunun belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafça sunulan banka hesap cüzdanının gerçek olup olmadığının tespitinin gerektiğini, hesabın varlığı halinde fona devredilip devredilmediğinin de araştırılmasının gerektiğini, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir hesap bulunsa bile davacı tarafça ancak dava tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulabileceğinibu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Vadeli mevduat cüzdanı sureti, ... Fonu ve ... Bankası yazı cevapları incelenmiştir.Dava, davacı ...'in miras bırakanı olan babası ...'in davalı bankanın ... şubesi nezdinde 26/08/1970 tarihinde vadeli hesap açtırdığını bu hesaba değişik zamanlarda para yatırıp para çektiğini, ... ve eşinin 30/01/1975 tarihinde uçak kazasında vefat ettiğini, miras yoluyla intikal eden paranın son işlem tarihi olan 31/12/1971 tarihinden 26/08/1972 tarihine kadar %5, 26/08/1972 tarihinden itibaren ise işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesi talebini içerir alacak davasıdır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK.'nın 4/1 fıkrasında ticari davaların tanımı yapılarak "her iki tarafında ticari işletmesinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğu" düzenlenmiş, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında "bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan kaynaklanan davalar" da sayılmıştır. Kanunun 5. maddesinde ise, ticari davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu düzenlenmiştir.
Ancak 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler "tüketici"; 3/1-ı maddesinde ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler "tüketici işlemi" kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı biçimde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. fıkrasında da "tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda" tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. fıkrasında da; "taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi olmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davanın konusunun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Tüketici Kanunu kapsamında bankacılık işlemine dayalı alacağın tahsili talebine ilişkin olduğu, davanın ise Tüketici Kanununun yürürlüğe girdiği tarih olan 28.05.2014 tarihinden sonra 29.05.2015 tarihinde açıldığı, dolayısıyla davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu, görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen incelenebileceğinden mahkememizin görevsizliği yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı tarafın davasının;
Davalının yapmış olduğu bankacılık işlemine dayandığı, davanın 6502 sayılı yasa sonrasında açıldığı, bu haliyle 6502 sayılı kanunun 3. Maddesinin L fıkrası uyarınca Tüketici İşlemi olduğu Davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesinde olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği ile 6100 sayılı kanunun 114/1c ve 115/2f maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararının kesinleşmesine müteakiben 2 hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4- Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda ek karar yazılmasına,
5- Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/03/2019


Katip
(e-imza)


Hakim
(e-imza)




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.