11. Hukuk Dairesi 2019/3144 E. , 2020/1101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 21/02/2019 tarih ve 2018/1507-2019/196 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 32.970 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 2007 yılının Ağustos ayı ile 2008 yılının Ağustos ayı arasında geçerli olmak üzere akdedilen sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıya dökme gübre yükü tahliye hizmeti verdiğini, ancak taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmenin sona ermesinden sonra da devam ettiğini, müvekkilinin dökme gübre yükünün yanısıra daha ağır işçilik gerektiren torbalı gübre tahliye hizmeti de sunduğunu, ekonomik gelişmeler nedeniyle müvekkilinin 01.11.2010 tarihinden geçerli olmak üzere dökme gübre tahliye hizmetini 5.00 USD, torbalı gübre tahliye hizmetini ise 5.50 USD üzerinden vereceğini davalıya bildirdiğini ve bu tarihten itibaren bu fiyatlara göre faturalar kesildiğini, davalıya tebliğ edilen faturalara yasal süresi içinde itiraz edilmediğini, fatura bedellerinin müvekkiline ödenmediğini ve davalının iade faturası keşide ederek müvekkiline gönderdiğini, bu faturayı müvekkilinin kabul etmediğini, alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın dayanaksız olduğunu, davacının tek taraflı olarak fiyat artırdığını, bu artırımın müvekkilince kabul edilmediğini, sözleşmede öngörülen fiyata uygun kesilmeyen faturaların bağlayıcılığının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 17.783,57 USD alacağı olduğu tespit edildiğinden takibe yapılan itirazın haksız olduğu, ayrıca faturaya dayalı olan alacak likit olduğundan davacı yararına takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre icra inkar tazminata hükmetmek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile, takibin kaldığı yerden devamına ve asıl alacağın %40’ına tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve itirazın iptaline dair hükümle, takibin, takip talebinde gösterildiği şekilde devamına karar verilmiş olmasına ve hükmün bu yönden müphem olmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan mahkeme hükmünün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.339,74 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.