14. Hukuk Dairesi 2021/743 E. , 2021/2637 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/07/2014 gününde verilen dilekçe ile yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil ile haciz şerhlerinin terkini; ikinci kademede tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne; haciz şerhlerinin terkini isteminin kısmen kabulüne dair verilen 12/01/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, haciz şerhlerinin kaldırılması; ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ... İnş. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında yapılan 01.09.2010 tarihli satış sözleşmesi ile davalının adına kayıtlı 423 ada 446 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa ettiği binanın 2. Kat 6 No"lu bağımsız bölümünü müvekkiline sattığını, satış bedelinin tamamen ödenmiş olup zilyetliğin de müvekkiline devredildiğini, ancak davalının tapuyu devretmediği gibi muhtelif borçları nedeniyle alacaklıları tarafından taşınmaz üzerine hacizler konulduğunu ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile takyidatlardan ari şekilde müvekkili adına tescilini, olmadığı taktirde bağımsız bölümün rayiç değerinin ya da müvekkilince ödenen 98.800TL"nin ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket temsilcisi, taşınmazın devrinin ekonomik nedenlerden dolayı yapılamadığını, davacı ile devir tarihi hususunda anlaşmalarına rağmen iş bu davanın açıldığını, dairenin fiilen davacı tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 6 No"lu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile her türlü sınırlandırmalardan ari olarak davacı adına tesciline dair verilen kararın, davalı şirket tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.09.2016 tarihli ve 2015/15941 Esas, 2016/7432 Karar sayılı ilamıyla özetle; tapu kaydındaki şerh lehtarlarının davaya katılımı sağlanmaksızın haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, haciz şerhi lehtarlarından SGK, ... Bank A.Ş. ve ... Vadi İnş. Ltd. Şti."nin davaya dahil edilmesi sağlanmış; dahili davalılar SGK ve ... Bank A.Ş. vekilleri, haciz şerhlerinin konulduğu tarihte dava konusu bağımsız bölümün davalı şirket adına kayıtlı olduğunu belirterek davanın müvekkilleri yönünden reddini savunmuşlardır.
Yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile dava konusu 6 No"lu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile her türlü sınırlandırmalardan ari olarak davacı adına tesciline dair verilen kararın, dahili davalılar (haciz şerhi lehtarları) vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 07.05.2018 tarihli ve 2017/500 Esas, 2018/3536 Karar sayılı ilamıyla özetle; dava konusu 6 No"lu bağımsız bölüm üzerindeki haciz lehtarlarının kötüniyetli olduklarına ilişkin bir iddia ve bu yönde bir ispat bulunmadığından dava konusu bağımsız bölümün üzerindeki takyidatlarla birlikte davacı adına tesciline karar verilmesi; öte yandan, davalı yap-satçı şirkete yapılan gerekçeli karara ilişkin tebligatın, evrak üzerinde şirketin kapandığı belirtilerek bila tebliğ iade edildiği anlaşıldığından, ticaret sicil müdürlüğünden davalı şirketin sicilde kayıtlı adresinin sorularak bu adresine tebligat çıkarılması, tebliğ edilemediği taktirde gerekçeli kararın davalıya TK"nın 35. maddesine göre tebliğinin sağlanması gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına karşı, davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine bu kez Dairemizin 10.12.2019 tarihli ve 2019/2697 Esas, 8513 Karar sayılı ilamıyla özetle; somut olayda, tapu iptali ve tescil istemi yanında haciz şerhlerinin terkini de talep edildiğinden haciz lehtarlarının iyiniyetli olup olmadıklarının tespitinin gerektiği, dava konusu 6 No"lu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine bu dosya üzerinden 24/07/2014 tarihinde "davalıdır" şerhi ile 28/04/2015 tarihinde "kesinleşmemiş mahkeme ilamı vardır" şerhi konulduktan sonra davalı ... Bank A.Ş. lehine 29/04/2015, 26/10/2015 ve 12/08/2016 tarihli; davalı ... Vadi İnş. Ltd. Şti. lehine 13/02/2017 tarihli ve dava dışı ... İnş. Ltd. Şti. lehine 04/03/2016 tarihli haciz şerhlerinin konulduğu; davalı SGK lehine konulan kamu haczi şerhinin ise 02/02/2012 tarihinde konulmuş olup 24/07/2014 tarihli "davalıdır" şerhinden önce tesis edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda tapunun aleniyeti ilkesi gereği, davalılar ... Bank ve ... Vadi İnş. Ltd. Şti. lehine konulan hacizlerin terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de davalı SGK lehine konulan haciz şerhinin terkinine karar verilmesinin ve davada taraf olmadığı halde ... İnş. Ltd. Şti."nin aleyhinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile 07.05.2018 tarihli bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulmuş; dava konusu bağımsız bölümün temin edilen güncel tapu kaydında, dava dışı ... A.Ş. lehine 25/07/2019 ve 10/08/2020 tarihlerinde haciz şerhi konulduğu tespit edildiğinden, anılan şerh lehtarının davaya katılımı sağlanmış; yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 6 No"lu bağımsız bölümün davalı ... İnş. Ltd. Şti. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline; haciz şerhinin terkini talebinin ise davalı SGK yönünden reddine; davalılar ... Bank A.Ş. ve ... A.Ş. yönünden kabulü ile adı geçen davalılar lehine konulan haciz şerhlerinin terkinine; davalı ... Vadi İnş. Ltd. Şti. lehine konulan haciz şerhi terkin edildiğinden ve dava dışı ... İnş. Ltd. Şti. lehine konulan haczin düştüğü anlaşıldığından, bu haciz lehtarları yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hüküm, davalı SGK vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 326. maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir.
HMK’nın 323/ğ maddesi uyarınca avukatlık ücreti de yargılama giderleri arasındadır.
Somut olaya gelince; davalı SGK yargılamada vekille temsil edilmesine ve bu davalı yönünden haciz şerhinin terkini isteminin reddine karar verilmesine rağmen, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı SGK vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucuna ayrı bir bent olarak "Davalı SGK yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı SGK"ya ödenmesine" cümlesinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.