23. Hukuk Dairesi 2016/8376 E. , 2020/638 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen 2010/879-2010/278 Esas sayılı davlaarda tapu iptali ve tescil, birleşen 2010/390 Esas sayılı davada kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl ve birleşen davaların reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, asıl davada, davalı ... Kooperatifinin 10778 ada 2 parseldeki inşaatındaki 2. kat 7 no.lu, 3. kat 10 no.lu ve 8. kat 25 no.lu bağımsız bölümleri Adana 10. Noterliğinin 15.09.2005 tarihli ve 19923 yevmiye no.lu üyelik hakkı devir sözlemesi ile..."dan tüm aktif ve pasifleri ile devraldığını, müvekkilinin 3 dairenin de rayiç bedelini ödemiş olmasına rağmen davalı kooperatifin dairelerin mülkiyetini müvekkiline vermediğini, tapuda devir ve tescil işlemi yapmaktan imtina ettiğini, yeni ödemeler talep edildiğini ileri sürerek dairelerin davalı kooperatif adına olan kayıtlarının iptali ile davacı adına hükmen tesciline karar verilmesini talep etmiş, birleşen Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/279 Esas sayılı davada asıl dava konusu taşınmazlardan 2. kat 7 no.lu bağımsız bölümün davalı ..."e devredildiğini, asıl davada verilen ara karar ile ... hakkında dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptalini talep etmiş, birleşen Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/278 Esas sayılı davada asıl davaya konu taşınmazlardan 8. kat 25 no.lu dairenin kooperatif tarafından davalı ... San Turz. Ltd. Şti.ne muvaza ile devredildiğini ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/390 Esas sayılı davada davacı vekili, müvekkilinin parasal yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalı kooperatifin dairenin rayiç bedelinin dahi üstünde astronomik bedel çıkarılarak ihtarname ile talep ettiğini, akabinde haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkilinin ihracına karar verildiğini ileri sürerek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, davalı kooperatif kayıtlarının usulüne uygun tutulmaması, tüm ödemelerini yaparak daire almaya hak kazanan bir üyenin yapmış olduğu ödemelere ilişkin belge ibraz edilmemesi nedeni ile davacının her bir daire için toplam ödemesi gereken meblağ tespit edilemediği, davalı kooperatif defterlerine göre davacının üyelik devraldığı ... tarafından üç daire için toplam 24.289,29 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından kooperatife yapılmış her hangi bir ödeme kaydına rastlanmadığı, davacı tarafından daire bedellerinin ..."a ödenmiş olmasının davalı kooperatif açısından bağlayıcı olmadığı, genel kurulda alınan aidat kararların iptali hususunda davacı tarafından dava da açılmadığı, dolayısıyla üyelerden aidat alınmasına ilişkin genel kurul kararının davacı açısından kesinleştiği, kendi edimlerini eksiksiz yerine getirmeyen davacının kooperatiften talepte bulunamayacağı gerekçesiyle tapu iptal ve tescile ilişkin asıl ve birleşen davaların reddine, davalı tarafından davacıya aidat borçları için gönderilen ikinci ihtarnamenin ilk ihtarname tebliğ edilmeden ve ödeme için bir ay süre verilmesi gerekirken 30 gün süre verilmek suretiyle kooperatifler yasası ve sözleşmede ön görülen sürelere uyulmadan gönderildiği gerekçesiyle ihraç kararının iptaline ilişkin birleşen davanın kabulü ile davacının kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının akçalı edimlerini tam olarak yerine getirmesinden sonra açılacak eda davasında davalıların iyi niyetli olup olmadıklarının tartışılacağının tabi bulunmasına göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.