Esas No: 2021/3760
Karar No: 2022/725
Karar Tarihi: 03.03.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3760 Esas 2022/725 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3760 E. , 2022/725 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3760
Karar No : 2022/725
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 08/04/2021 tarih ve E:2018/3487, K:2021/1719 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bilgi edinme başvurusunun reddine ilişkin işleme karşı yapılan itirazın reddine dair Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile bu kararın dayanağı olan 04/08/2016 tarih ve 2016/1 sayılı İlke Kararı'nın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 08/04/2021 tarih ve E:2018/3487, K:2021/1719 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 15 ve 74/4 maddeleri, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 1, 4, 5, 8, 13, 14, 16, 18, 19 ve 20. maddeleri ile dava konusu Olağanüstü Hal KHK’ları Kapsamındaki Tedbir ve İşlemlerle İlgili Bilgi Edinme Başvuruları Hakkında 04/08/2016 tarih ve 2016/1 sayılı İlke Kararı'na yer verilerek;
Dava konusu Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun 04/08/2016 tarih ve 2016/1 sayılı İlke Kararı incelendiğinde;
Olağanüstü hâli gerekli kılan konu, 667 sayılı KHK’nın amacı ile 3 ve 4. maddelerinde düzenlenen tedbirlerin kapsamı ve mahiyeti birlikte değerlendirildiğinde, anılan tedbirler vasıtasıyla başta FETÖ/PDY olmak üzere terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kişilerin kamu kurum ve kuruluşlarından çıkarılarak Anayasa ile kurulan demokrasi düzeninin korunmak istendiğinin anlaşıldığı,
4982 sayılı Kanun'un 14. maddesinde; “Bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine, verilen kararları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur.” hükmünün bulunduğu,
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik'in 25. maddesinde de, “Kurul; bilgi edinme başvurusuyla ilgili olarak yapılacak itirazlar üzerine, verilen kararları inceler ve karara bağlar; kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar verir. Kurul, bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin hususları düzenlemeye yetkilidir.” hükmüne yer verildiği,
Söz konusu maddelerden, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun, bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek amacıyla kurulduğu ve bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin ilkeleri belirleyen kararlar alabileceğinin anlaşıldığı,
4982 sayılı Kanun'un 5. maddesinde, kurum ve kuruluşların, bu Kanun'da yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlü olduklarının belirtildiği, 15 ila 28. maddeleri arasında da bilgi edinme hakkının sınırlarının çizildiği, bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulan konular arasında Devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler, idari soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler ile adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgelere de yer verildiği, dava konusu İlke Kararı da 667 sayılı KHK'nin 3 ve 4. maddeleri uyarınca kamu görevinden çıkarılan kişilerle ilgili işlemler ile bu kapsamda yürütülen adli ve idari soruşturmalara ilişkin bilgi ve belgelerin bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğu değerlendirilmesine dayandığı, bu itibarla anılan kararın dayanağı kanuni düzenlemelere aykırı bir yönünün bulunmadığı,
Dava konusu meslekten çıkarma kararına dayanak tüm bilgi ve belgelerin verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun 25/05/2017 tarih ve 2017/1021 sayılı kararı incelendiğinde;
İdare Mahkemesi aşamasında, davacı hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Kurumunca yapılan ihbar üzerine, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca … Hz. numaralı dosya üzerinden soruşturmaya başlanıldığı, bu dosya üzerinden şüpheli olarak davacı hakkındaki evrakın tefrik edilerek … Hz. numarasına kaydedildiği, yürütülen soruşturma sonucunda ise, 20/03/2018 tarihinde şüpheli davacı hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmekle birlikte, davacı 667 sayılı KHK'nin 4. maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılan kişiler arasında olduğundan bu kapsamdaki bilgi ve belgelerin 4982 sayılı Kanun'un 19. maddesi ve İlke Kararı'na göre bilgi edinme hakkına konu bilgi ve belgeler arasında bulunmadığının anlaşıldığı,
Açıklanan nedenlerle, davacı tarafından meslekten çıkarma kararına dayanak tüm bilgi ve belgelerin verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun … tarih ve K:… sayılı kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu İlke Kararı ile, olağanüstü hal tedbirlerine ilişkin bilgi edinme başvuruları Bilgi Edinme Kanunu'nun 16, 19 ve 20. maddeleri uyarınca bilgi edinme hakkı kapsamı dışında değerlendirilerek Kanun’un bilgi edinme hakkının kullanımına ilişkin yer verdiği istisnalar haricinde bir istisna benimsendiği ve Kanun’un kapsamının genişletildiği, bilgi edinme hakkının temel hak ve hürriyetlerden olduğu, bu nedenle ancak TBMM tarafından kanunla, Anayasa'da belirtilen diğer şartlara uygun olarak sınırlanabileceği, Kurulun İlke Kararı ile sınırlama getiremeyeceği, 4982 sayılı Kanun’un 16. maddesine göre, bilgi ve belgelerin devlet sırrı olarak nitelendirilmesinin tek başına yeterli olmadığı, aynı zamanda belgelerin açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek nitelikte olması gerektiği, bilgi edinme başvurusunun doğrudan kendisi hakkında olduğu, öğretim görevlisi olduğu üniversiteden ayrılması sonucu, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama ve yayma, bu alanlarda araştırma yapma hakkı, çalışma hakkı ve kendisini maddi ve manevi olarak geliştirme hakkından mahrum kaldığı, Kanun'un 19. maddesine göre, sadece soruşturma yürütülüyor olmasının bilgi belge edinme hakkını ortadan kaldırmayacağı, aynı zamanda yapılacak açıklamaların birtakım sonuçlara sebebiyet vermesi gerektiği, Kurul tarafından hangi sonucu engellemek amacıyla bilgi verilmediğinin ortaya konulamadığı, Kanun’un 20. maddesine göre bilgi edinme başvurusunun reddedilmesi için hakkında adli soruşturma olması gerektiği, ancak adli soruşturma bulunmadığı, kamu kuruluşlarının bilgi edinme hakkını ancak Kanun'da belirtilen durumların varlığı halinde sınırlandırabileceği, aksi takdirde idarenin temel hakları sınırlayıcı işlemler tesis edeceği ve normlar hiyerarşisine aykırı hareket etmiş olacağı iddialarıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
... Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim dalında profesör kadrosunda hekim olarak görev yapmakta iken 01/09/2016 tarih ve 29818 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 672 sayılı KHK ile davacının görevine son verilmiş, bunun üzerine davacı tarafından, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna ilişkin bir tespit işlemi bulunduğundan bahisle tespit işleminin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinde dava açılmış, Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla dava konusu tespit işleminin dava dosyasına eklenmediği, kim tarafından tesis edildiğinin ve tarih ve sayısının belirtilmediği gerekçesiyle dilekçe ret kararı verilmiştir.
Devam eden süreçte, davacı dilekçe ret kararına istinaden, Mahkeme kararı uyarınca hak arama özgürlüğünü kullanabilmek için 667 sayılı KHK'nın 4. maddesi uyarınca tesis edilen tespit işleminin ve bu işlemin dayanağını teşkil eden tüm bilgi ve belgelerin tarafına verilmesi istemiyle Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğüne bilgi edinme başvurusunda bulunmuş, anılan başvuru, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun dava konusu 2016/1 sayılı İlke Kararı'nın 2. paragrafı gereğince bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğundan bahisle reddedilmiş, anılan karara karşı yapılan itirazın da Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunca reddedilmesi üzerine hem itirazın reddine ilişkin Kurul kararının hem de kararın dayanağı İlke Kararı'nın iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı" başlıklı 74. maddesinin 4. fıkrasında, "Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir."; "Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması" başlıklı 15. maddesinde ise, "Savaş, seferberlik veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir." düzenlemelerine yer verilmiştir.
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir." hükmü, "Bilgi edinme hakkı" başlıklı 4. maddesinde "Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir." hükmü, "Bilgi verme yükümlülüğü" başlıklı 5. maddesinde, "Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz." hükmü, "Yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler" başlıklı 8. maddesinde, "Kurum ve kuruluşlarca yayımlanmış veya yayın, broşür, ilân ve benzeri yollarla kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler, bilgi edinme başvurularına konu olamaz. Ancak, yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgelerin ne şekilde, ne zaman ve nerede yayımlandığı veya açıklandığı başvurana bildirilir." hükmü, "İtiraz usulü" başlıklı 13. maddesinde, Bilgi edinme istemi (…) reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istediği her türlü bilgi veya belgeyi onbeş iş günü içinde vermekle yükümlüdürler. Kurula itiraz, başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durdurur." hükmü, dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihlerde yürürlükte olan haliyle "Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu" başlıklı 14. maddesinde, "Bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine, verilen kararları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur.
...
Kurulun sekretarya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından yerine getirilir.
Kurulun görev ve çalışmalarına ilişkin esas ve usuller Başbakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir. " hükmü, "Devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler" başlıklı 16. maddesinde, "Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır." hükmü, "İstihbarata ilişkin bilgi veya belgeler" başlıklı 18. maddesinde, "Sivil ve askerî istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı içindedir." hükmü, "İdarî soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler " başlıklı 19. maddesinde, "Kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;
a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak,
b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokacak,
c) Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek,
d) Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek,
Bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır." hükmü, "Adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler " başlıklı 20. maddesinde, "Açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;
a) Suç işlenmesine yol açacak,
b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek,
Nitelikteki bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.
04/04/1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 18/06/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 06/01/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklıdır." hükmü bulunmaktadır.
Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmeliğin dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 25. maddesinde, “Kurul; bilgi edinme başvurusuyla ilgili olarak yapılacak itirazlar üzerine, Kanun'un 16 ve 17 nci maddelerinde öngörülen sebeplere dayanılarak verilen kararları inceler ve karara bağlar; kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar verir. Kurul, bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin hususları düzenlemeye yetkilidir.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Daire kararının düzenleyici işleme ilişkin kısmı yönünden;
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun bilgi edinme hakkının sınırlarını düzenleyen maddeleri arasında yer alan 19. maddesinde idari soruşturmaya ilişkin bilgi ve belgelerin, 20. maddesinde ise, adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgelerin bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğu hükme bağlanmıştır.
Dava konusu İlke Karar'ında ise, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve bu nedenlerle haklarında idari veya adli soruşturma başlatılan, açığa alınan ve/veya 667 sayılı KHK'nin 3 ve 4. maddeleri uyarınca kamu görevinden çıkartılan kişilerle ilgili bu işlemler ile bu kapsamda yürütülen adli ve idari soruşturmalara ilişkin bilgi ve belgelerin 4982 sayılı Kanun uyarınca talep edilmesi durumunda, başvuruların mezkur Kanun'un 19 ve 20. maddeleri uyarınca bilgi edinme hakkı kapsamı dışında değerlendirilerek bu doğrultuda uygulamaya gidilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Söz konusu İlke Kararıyla belirlenen ve bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulan hususların, olağanüstü hal çerçevesinde yapılan idari veya adli soruşturma kapsamında elde edilen bilgi ve belgelere yönelik olması ve 4982 sayılı Kanun'un 19 ve 20. maddelerinde yer alan idari ve adli soruşturma kapsamında zamanından önce açıklanması halinde maddede sayılan sonuçlardan birini doğuracak nitelikte bulunması nedeniyle anılan kararın, dayanağı kanuni düzenlemelere aykırı bir yönünün bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Daire kararının bireysel işleme ilişkin kısmı yönünden;
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Onuncu Dairesi kararının, bilgi edinme başvurusunun reddine yönelik işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı yönünden davanın reddine ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısımının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine yönelik Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 08/04/2021 tarih ve E:2018/3487, K:2021/1719 sayılı kararının, bireysel işleme ilişkin kısmının ONANMASINA oyçokluğu,
3. Anılan Daire kararının düzenleyici işleme ilişkin kısmının ise yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA oybirliğiyle,
4. Kesin olarak, 03/03/2022 tarihinde ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrasında, "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." kuralına yer verilmiştir.
Demokratik bir toplumda vazgeçilmez bir hak niteliğindeki adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan mahkeme hakkı uyuşmazlığın bir mahkeme önüne getirebilmesini, dava konusu edilen uyuşmazlığa ilişkin esaslı iddia ve savunmaların yargı merciince incelenerek değerlendirilmesini ve bir karara bağlanmasını, ayrıca verilen kararın icra edilmesini gerektirir.
Mahkemelerin önündeki uyuşmazlığı karara bağlarken taraflardan birinin iddia ve savunmasına bağlı kalarak, buna karşı diğer tarafın öne sürdüğü esaslı itirazları tartışmadan yargılamayı sonuçlandırmaları halinde (ortada şekli anlamda bir karar bulunsa bile) gerçek anlamda bir yargılama yapıldığından bahsedilmesi mümkün değildir.
Kaldı ki, mahkemelerin önündeki uyuşmazlığın esasını incelememeleri sadece adil yargılanma hakkını zedelemekle kalmayacak, aynı zamanda davanın konusunu oluşturan medeni hakkın bağlantılı bulunduğu diğer hak ve özgürlüklerini de ihlal edilmesine yol açacaktır. Yargısal başvuru yolları, çoğunlukla bir hak veya özgürlükle bağlantılı uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması amacıyla getirilmiştir. Kişiler dava açmak suretiyle mahkemelerden hak ve özgürlükleriyle ilgili olarak yargısal korunma talep etmektedirler. Bireylerin yargısal korunma taleplerine yanıt vermek, bu bağlamda dava konusu uyuşmazlığın esasını inceleyerek iddia ve savunmaları değerlendirdikten sonra davayı karara bağlamak yargı mercilerinin anayasal görevleridir.
Uyuşmazlıkta, davalı idarece davacının bilgi edinme başvurusunun, İlke Kararı'nda yer alan bilgi edinme başvurularının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 16, 19 ve ve 20. maddeleri uyarınca bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle reddedildiği, ancak söz konusu başvurunun ilgili maddelerde yer alan hangi sonucun doğmasını engellemek amacıyla tesis edildiği yönünde bir somutlaştırma yapılmadığı, Daire kararında da bu hususa ilişkin herhangi bir değerlendirmenin ve açıklamanın bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, bireysel işlem yönünden kararın hukukiliğinin irdelenebilmesi için, Dairece bu hususta bir değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiğinden, davacının temyiz isteminin bireysel işlem yönünden kabulü ile Daire kararının bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.