17. Hukuk Dairesi 2016/14581 E. , 2019/3925 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı .... vekili ile Davalı Murat vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı .... vekili, Davalı ..."in müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduğu müvekkili olduğu bankanın ....Şubesinin kredi müşterisi .... Madeni Yağ. Teks. Oto Yed. Par. İnş. San. Tic.Ltd.Şti"nin kredi borçlarını ödememesi neden ile temerrüde düştüğünü, ihtarname ile hesapları kat edilerek müvekkilinin alacaklarının muaccel kılındığını ve davalı ... hakkında icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibinde borçlunun borçlarını karşılar mahiyette taşınır ve taşınmaz mallarının bulunamadığını, davalı ..."in borçlarını ödeyemez duruma geldiğinden alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile taşınmazlarını devrettiğini, yapılan devir işleminin muvazzalı bir işlem olduğunu, taşınmazların değerlerinin çok altında bir bedelle devredildiğin ve yakın tarihte birkez daha el değiştirdiğini davalı ..."in kötü niyetli olduğunu davalı ..."in alacaklılarından mal kaçırmak maksadı ile diğer davalılara devretmiş olduğu 2 adet taşınmazın devir işlemlerinin iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacı tarafından davalılar adına dayanak gösterdiği icra dosyalarının kesinleşmediğini, kesinleşmeyen bir alacak için tasarrufun
iptali davasının açılmasının mümkün olmadığını, dava tarihi itibari ile borçlu hakkında alınmış bir aciz vesikası (kesin veya geçici) sunulması dava şartı olup davanın esasa girmeden reddinin gerektiğini, müvekkili ile davalı ... arasında yapılan taşınmazın satışının gerçek olduğunu, taşınmazın değerinde satın alındığını gerçek satış olması nedeniyle açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili,dava tarihi itibari ile müvekkili hakkında kesinleşmiş bir alacağın olmadığını, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için borçlu hakkında aciz vesikası alınması gerektiğini, müvekkilinin ..."e taşınmazlarını muvazzadan ari olarak satıldığını, yapılan satışların gerçek olduğunu, davalı ..."i tanımadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, yapılan satışlarda mal kaçırma gayesinin olmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davada sözü edilen icra takiplerinin kesinleşmediğini, kesinleşmeyen bir alacak için tasarrufun iptali davasının açılmasının mümkün olmadığını, borçlu hakkında aciz vesikası alınmasının dava koşulu olduğunu, borçlunun aciz halinde olduğunu ortaya koyacak her hangi bir bilgi ve belgenin olmadığını,borçlunun adresten taşınması nedeni ile tutulan tutanağın geçici aciz vesikası niteliğinde olmadığını, müvekkilinin ..."den taşınmazları satın aldığını, davalı ..."i tanımadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, kötüniyeti ispatlanamadığından ... hakkında açılan davanın reddine, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile taşınmazın satış tarihinde gösterilen değeri ile yapılan keşif sonucu satış tarihindeki rayiç değeri arasında misli fark bulunduğundan İİK 283/2 Maddesi gereğince açılan davanın bedele dönüştüğünden davacının ....İcra Müdürlüğünün 2015/3061 ve .... İcra Müdürlüğünün 2015/4553 sayılı dosyalarındaki asıl alacak ve ferilerini geçmemek şartı ile davalı ..."in taşınmazı devrettiği tarih olan 29/01/2015 tarihi itibari ile 594.393,00 TL"nin davalı ..."den alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı .... vekili ile Davalı Murat vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi, satılan taşınmaz üzerinde, ipotek ve haciz kayıtları varsa, alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığının kabulü gerektiği, bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarının da gözönünde tutulması gerektiği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerektiği, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK."nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından
kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK.’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının icra takibindeki alacak ve ferilerinden fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı .... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile taşınmazın satış tarihinde gösterilen değeri ile yapılan keşif sonucu satış tarihindeki rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu İİK 283/2 Maddesi gereğince açılan davanın bedele dönüştüğünden takip dosyalarındaki asıl alacak ve ferilerini geçmemek şartı ile davalı ..."in taşınmazı devrettiği tarih olan 29/01/2015 tarihi itibari ile 594.393 TL"nin davalı ..."den alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu....Mah. 11490 Ada 13 Parsel deki taşınmazı 15/01/2015 tarihinde davalı ... Tacire davalı Borçlu .... tarafından üzeninde 09/07/2008 tarihli 420.000,00 TL bedelli ....bankası lehine ipotekli olarak 35.000,00 TL bedelle devredildiği, bilirkişi raporunda satış tarihindeki gerçek değerinin 213.310,00 TL olduğu,29/01/2015 tarihinde davalı 3. kişi .... tarafından davalı ..."ya 40.000, 00 TL bedelle satın alındığı,bilirkişi raporunda satış tarihindeki gerçek değerinin 213.310,00 TL olduğu ,yine .... İlçesi, .... Mah. 11490 Ada 14 Parsel deki taşınmazı 15/01/2015 tarihinde davalı ... Tacire davalı Borçlu ....tarafından üzeninde 09/07/2008 tarihli 420.000,00 TL bedelli ....bankası lehine ipotekli olarak 50.000,00TL bedelle devredildiği,bilirkişi raporunda satış tarihindeki gerçek değerinin 381.083,00 TL olduğu 29/01/2015 tarihinde
davalı 3. kişi .... tarafından davalı ..."ya 50.000, 00 TL bedelle satın alındığını bilirkişi raporunda satış tarihindeki gerçek değerinin 381.083,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.Taşınmazların 15/01/2015 tarihinde davalı 3. kişi ..."a satış tarihinde taşınmazların tapu kayıtlarında 420.000,00 TL ...bankası lehine ipotek yüklü olarak devredildikleri, ipotek bedelleri göz önüne alındığına bedel farkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan 07/04/2016 tarihli Halk Bankası yazısında 16/01/2015 tarihinde Davadışı .... tarafından 304.000,00 TL yatırılarak kapatıldığından ipoteklerin fek edildiği anlaşılmaktadır. Davalı .... bedelin kendi tarafından ödendiğini ve davadışı ..."ın arkadaşı olduğunu ileri sürmektedir.Ödemeye ilişkin davalı tarafın delilleri toplanarak ve ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte ödeminin davalı 3. kişi ... tarafından yapıldığının anlaşılması halinde davalı ..."ın kötüniyetininde ispat edilemediğine göre davanın reddine karar vermek gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı .... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 6.419,60 TL fazla alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı .... geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 01/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.