22. Hukuk Dairesi 2013/7136 E. , 2013/8680 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının çalışma arkadaşlarına karşı sergilemiş olduğu ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışları, sözleri ve sataşmaları sebebi ile iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece fesih nedenin açık ve kesin bir şekilde belirtilmediği, davacının daha önce savunmasının alınmadığı ve uyarılmadığı, fesih sebebinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı işveren tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
4857 sayılı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse aynı Kanun"un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre belirsiz süreli iş sözleşmesi, işçinin davranışı veya yetersizliği ile ilgili bir sebeple feshedilmeden önce hakkındaki iddialara karşı savunma fırsat verilmelidir.
4857 sayılı Kanun"un “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlığını taşıyan 25. maddesinin son fıkrasına göre işverenin haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshettiği durumda fesih bildiriminin yazılı yapılması koşulu aranmaz. 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendi şartları gerçekleşmiş ise, işveren buna göre bildirimsiz fesih hakkını kullanırken davacıdan savunmasını isteme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Dosya içeriğine göre davalıya ait işyerinde bölge müdürü olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, davalı işveren tarafından, iş arkadaşlarına ve üçüncü kişilere karşı gayri ahlaki ve iyiniyet kurallarına uymayan davranış ve sataşmada bulunduğu gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesi uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmediğinden söz edilmiş ise de, fesih bildiriminde davacının çalışma arkadaşlarına ve üçüncü kişilere karşı gayri ahlaki davranış ve sataşmada bulunduğu ifade edildiğine göre göre fesih sebebinin açık ve kesin şeklilde belirtildiği kabul edilmelidir. Kaldı ki, iş sözleşmesi 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesine dayanılarak haklı sebeple feshedildiği iddia edildiğinden aynı Kanun"un 19 ve 25/son maddeleri uyarınca fesih bildiriminin yazılı yapılması ve fesihten önce savunmasının istenmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.