19. Hukuk Dairesi 2015/9739 E. , 2016/1108 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. ... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 6 - 7 yıldır ticari faaliyet bulunduğunu, tarafların 05.09.2009"da protokol düzenlediklerini, protokolle ürünlerin fiyatlarının belirlendiğini ve müvekkilinin davalıya çekler verdiğini, ticari ilişki bağlamında ayrıca 7 adette toplam 57.000 TL"lik müşteri çeklerinin de müvekkilince cirolanarak davalıya verildiğini, müvekkilinin davalı şirketten aldığı faturalı malların bedelini gecikmeli de olsa ödediğini, yapılan incelemede müvekkilince keşide edilen 10 adette toplam 205.000 TL"lik çekler ve 7 adette toplam 57.000 TL"lik müşteri çeklerinden dolayı müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının anlaşıldığını, çeklerin iadesi için davalıya gönderilen ihtardan sonuç alamadıklarını, bu arada davalının Ilgın İcra Müdürlüğü"nün 2009/2232 sayılı dosyasında çeklere dayalı olarak müvekkili aleyhine takip başlattığını, takip nedeniyle toplam 34.173 TL"lik ödeme yapılmasına rağmen davalının bu ödemeleri icraya bildirmediğini belirterek, toplam 262.000 TL"lik çekler nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 17.05.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle, menfi tespit istemine konu tutar dışında davalıya fazladan ödemiş oldukları 29.588,95 TL"nin davalıdan istirdadını talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan 116.000 TL anapara alacağı olduğunu, davacının borcuna karşılık çekler verdiğini, davacının borçlarının ödenmiş sayılması için verilen çek ve senetlerin ödenmiş olması gerektiğini bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davacının müşteri çekleriyle ilgili menfi tespit isteminden feragat ettiği gerekçesiyle bu çeklerle ilgili isteminin reddine, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalının davacıdan 116.045,74 TL alacağının bulunduğu, davalı defterlerinde dava konusu çeklerin davacının borcuna yazılmak suretiyle iade kaydının yapıldığı, bu nedenle dava konusu çeklerin davalı alacağı olarak gözüken tutardan mahsubunun yapılamayacağı gerekçesiyle toplam tutarı 205.000 TL olan 10 adet çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalının, davacıdan 116.045,74 TL cari hesap alacağı bulunduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı, davalıyla arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borçlarını çekler vererek ödediğini iddia etmiş, davalı taraf ise borcun ödenmediğini savunmuştur. Her ne kadar mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinde 262.000 TL"lik çeklerin davacıya iade edildiği yolunda kayıtlar bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de ticari defterlerde iade kaydı bulunan çeklerin halen davalı elinde bulunduğu davalının bu konudaki beyanları ve dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece ödeme iddiasının yazılı delille ispati gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.350,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.