22. Hukuk Dairesi 2012/21469 E. , 2013/8665 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, damperli kamyon şoförü olarak 20.11.2007 tarihinde çalışmaya başladığı üç yıla yakın süre çalıştığı işyerinde 04.10.2010 tarihinde geçirdiği kaza sonucu 16 BV 080 plakalı araçta oluşan hasar miktarı gerekçe gösterilerek iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini, araca fazla yük yüklenmesi sebebi ile olayın meydana geldiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının kumocağı içerisinde malzeme boşaltırken boşalıp boşalmadığın kontrol etmesi gerektiğini, malzeme boşalmadığı zaman aracın titremeye başladığını araç sürücüsünün bu sırada aracı ileri alarak damperi kapaması gerektiğini, deneyimli olan davacının bu kuralı uygulamayarak kendi hatası ile kamyonu yan yatırarak 30 günlük ücretinin çok üzerinde hasara ve iş kaybına sebep olduğunu, bu olaydan bir süre önce de 07.04.2010 tarihinde benzer kaza yaparak aracın damperini açık unutması sebebi ile anayol üzerindeki köprüye çarparak 30 günlük ücreti üzerinde zarara sebebiyet verdiği için ihtar cezası verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanun"un 8. ve 37. maddelerinin işverene yüklenen bu konuda bazı yükümlülükler de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümüne yardımcı nitelikte olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma şartları ve benzeri konularda kanuni güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmiş olması, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma şartlarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında taraflar delillerinin değerlendirilmesi sırasında, işverence düzenlenmesi gereken bu tür belgelerin düzenlenmiş olup olmamasının da gözetilmesi gerekir.
İş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı durumlarda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda şahit beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalıdır.
Somut olayda kamyon şoförü olarak çalışan davacının iş sözleşmesi kum ocağında kullandığı kamyonun kum boşaltması sırasında yan yatması sonucu meydana gelen zararın 30 günlük ücretini aşması sebebi ile 4857 sayılı İş Kanunu 25/II-ı. maddesi uyarınca bildirimsiz ve tazminatsız feshedilmiştir. Bilirkişi raporunda araç ve kendi güvenliğini sağlama konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermeyen davacının kaza sebebi ile yüzde 20 kusurlu olduğu, toplam 6.620,98 TL zarar oluştuğu bildirilmiştir. Mahkemece davacının tespit edilen kusur oranına göre zararın 1.324,20 TL"sinden sorumlu olduğu, 30 günlük ücretinin üzerinde zarara sebebiyet verdiği için davanın reddine karar verilldiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı 1.100,00 TL net ücret ile çalıştığını, yemek ve servis imkanı olduğunu, brüt maaşının 1.600,00 TL civarında olduğunda iddia etmiş, davalı ise 13.01.2011 tarihli cevap dilekçesinde davacının 1.000,00 TL brüt ücret ile çalıştığını aylık 250,00 TL ikramiye aldığını savunmuştur. Davacı şahiti kendisinin 1.100,00 TL net ücret aldığını beyan etmiştir. Taraflar arasında aylık ücret miktarı konusunda uyuşmazlık bulunduğu dikkate alınarak gerçek ücretin tespitine gidilmelidir. Mahkemece, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda emsal ücret araştırması yapıldıktan sonra bilirkişi hesaplaması yaptırılarak oluşacak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.