Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7299
Karar No: 2015/2658
Karar Tarihi: 21.05.2015

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/7299 Esas 2015/2658 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2014/7299 E.  ,  2015/2658 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Mahkemece hükme esas alınan 03.06.2014 tarihli asıl ve 22.07.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda davadan önce yapılan ödemeler yanında davanın açıldığı tarihten sonra 02.10.2013 tarihinde davacı şirkete yapılan 471.677,50 euroluk ödemede davacı alacağından mahsup edilmiş ve yüklenici şirket alacağı TL olarak 5.722.180,77 TL belirlenmiştir. Dava ve takip tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 100. maddesinde “Borçlu faiz ve giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmi yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, borçlu faiz ve giderleri ödemede gecikmemişse kısmi ödemeyi anaparaya mahsup edebilir, aksi takdirde ise yani borçlu faiz ve giderleri ödemede gecikmişse alacaklı kısmi ödemeyi anaparaya değil, faiz alacağına mahsup edebilir. Bu durumda mahkemece davadan sonra yapılan kısmi ödeme ile ilgili 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 100. maddesinin uygulanması gerekir ise de, davacı vekili temyiz dilekçesinde bu şekilde bozma talebinde bulunmamış, davadan sonra yapılan ödeme miktarı kadar kısımla ilgili davanın konusuz kaldığını, bu nedenle vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalının dava açılmasına sebep olduğu gözetilerek buna göre değerlendirilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin temyiz dilekçesindeki bu yöndeki talebi dikkate alınarak, davadan sonra davacıya ödenen 471.677,50 euronun TL karşılığı 1.285.368,36 TL yönünden davanın konusuz kaldığının kabul edilmesi ve davalının davanın açılmasına neden olduğu gözönüne alınarak davadan sonra ödenen miktarın mahkemece kabul edilen alacağa eklenerek taraflar yararına verilecek vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin buna göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak, davadan sonra yapılan ödeme miktarı kadar kısım reddedilmiş gibi davacının vekâlet ücreti ile sorumlu tutulması ve yargılama giderlerinin paylaştırılması doğru olmamıştır.
    Yine davacı tarafından icra takibinde asıl alacak yanında 32.876,61 TL işlemiş faiz alacağının da tahsili istenilmiş, mahkemece davacının işlemiş faiz talebi ile ilgili itirazın iptâline karar verilmesi istemi reddedilmiştir. Davacı 19.12.2012 tarihinde davalıya gönderdiği .... Noterliği"nin 32836 yevmiye nolu ihtarnamesi ile, “2.846.256,88 euro tutarındaki alacağının fatura tarihindeki ... Bankası Euro satış kuru üzerinden hesaplanacak karşılığının 3 gün içerisinde ödenmesini” talep etmiştir. Bu ihtarname davalıyı temerrüde düşürücü nitelikte olup, ihtarnamenin tebliğ tarihine ihtarnamede tanınan 3 günlük ödeme süresi eklenerek bulunacak olan temerrüd tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak faizin hesaplattırılması, hesaplattırılacak işlemiş faiz miktarı üzerinden de itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Diğer yandan, mahkemece hükme esas alınan asıl ve ek bilirkişi raporlarında, davacı alacağı hesaplanırken davacı tarafından Euro cinsinden düzenlenen faturalar, fatura tarihlerindeki döviz kuru üzerinden TL"ye çevrilmiş ve yükleniciye Euro cinsinden yapılan ödemeler de ödeme tarihlerindeki döviz kurları itibariyle TL"ye çevrilerek yüklenici alacağından mahsup edilmiştir. Yüklenici ise icra takibi yaparken Euro cinsinden yapılan ödemeleri fatura tutarlarından mahsup ettikten sonra kalan miktarı takip tarihindeki ... Bankası döviz satış kuru üzerinden TL"ye çevirerek bulunan tutarı icra takibine konu etmiştir.
    Yanlar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinde işin bedeli KDV hariç 5.800.000,00 euro olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşme Euro cinsinden bedel karşılığı düzenlenmiş olup, davacı yüklenici takip tarihi itibari ile Euro cinsinden olan alacağını TL"ye çevirerek talepte bulunmuştur. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 83/son maddesine göre, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği, takip ve dava tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 99/son maddesi uyarınca da, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklının bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödenmesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır.
    Bu durumda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, davacının icra takip tarihi itibariyle euro cinsinden olan alacağının hesaplattırılması, davacıya yapılan ödemelerin TL"ye çevrilmeksizin euro olarak düşülmesi, bulunacak tutarın icra takip tarihindeki kura göre TL"ye çevrilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken, davacının itirazına rağmen bu husus üzerinde durulmaksızın fatura tarihlerine göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır.
    Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 292.882,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi