15. Hukuk Dairesi 2014/6085 E. , 2015/2650 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinin konusu mantolama işleminin ayıplı yapıldığı iddiasıyla ayıpların giderilmesi bedeline ilişkin alacak istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, yanlar arasında 15.07.2009 tarihli sözleşme olduğunu, sözleşme gereği mantolama işleminin davalı tarafça yapıldığını, daha sonra mantolama sisteminin boyalarının döküldüğü, duvarlarda çatlama oluştuğu, taşınmazın duvar çatlaklarından içeriye sızıntılar olduğu ve binanın iç kısmının da zarar gördüğünü bu yüzden davalı yanca yapılan işin tekrar yapılması gerektiğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL"nin tahsilini istemiş, davalı taraf işin layıkıyla yapıldığı, hiçbir kusuru olmadığı ve davacı tarafın kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyada bilirkişi raporu alınmış olup 21.03.2014 tarihli Bilirkişi Yemin ve Teslim Tutanağı"nda bilirkişi raporunun taraflara tebliğine karar verilmiştir. Alınan 30.04.2014 havale tarihli rapor davalı vekiline tebliğe çıkartılmış olmasına rağmen tebligat parçasının dönüşü beklenmeksizin dava sonuçlandırılmıştır. Daha sonra döndüğü anlaşılan tebliğ parçasındaki açıklamaya göre de tebliğ yapılabilecek gün ile duruşma günü aynı gün olduğundan tebliğ yapılamadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK"nın “Hukukî Dinlenme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddesinde “(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” hükmü bulunmaktadır. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenme hakkı; davalının, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesini, duruşmaları takip etme hakkını ve bu arada ileri sürdüğü delillerin toplanmasının ve bu delillerin hukuk kuralları içerisinde değerlendirilmesini kapsar.
Mahkemece raporun taraflara tebliğine ilişkin ara kararı ile usuli kazanılmış hak doğar. Bu ara kararı gereği tebliğ yapılmadan davalı tarafın gelmediği oturumda tahkikata son verilip sözlü yargılamaya geçilerek karar verilemez. Mahkemece bilirkişi raporunun tebliğine karar verilip rapor tebliğe çıkarılmış olmasına rağmen tebliğ yapılması beklenmeksizin, tebliğ edilmeyen rapor esas alınarak, dava sonuçlandırılmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması adil yargılanma hakkı kapsamındaki 6100 sayılı HMK nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkını ihlal niteliğindedir. Bu nedenle ara kararına uygun olarak bilirkişi raporu davalı tarafa tebliğ edilerek rapora itirazlarını bildirmesine imkan tanınıp sonucuna göre değerlendirme yapılmak üzere diğer yönleri incelenmeksizin kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Belirtilen nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 20.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.