1. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2574 Karar No: 2019/5169 Karar Tarihi: 10.10.2019
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/2574 Esas 2019/5169 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, mirasbırakanlarının davalıya satış suretiyle temlik ettiği 333 parsel sayılı taşınmazda muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı bir işlem yapıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemişlerdir. Davalı ise taşınmazı yatırım amaçlı satın aldığını ve satış bedelini ödediğini savunmuştur. İlk mahkeme muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davayı kabul etmiş, daha sonra bu karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Sonrasında yapılan yargılama sonucunda muvazaa iddiası ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise davanın reddine karar verilirken Türk Borçlar Kanunu 706. maddesi, İcra ve İflas Kanunu 95. maddesi ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 2014/10060 E. ve 2016/8033 K. sayılı kararı göz önünde bulundurulmuştur.
1. Hukuk Dairesi 2017/2574 E. , 2019/5169 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları ...nın 333 parsel sayılı taşınmazını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile, aksi halde tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, dava konusu taşınmazı yatırım amaçlı satın aldığını ve satış bedelini ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.02.2014 tarih 2012/561 esas, 2014/81 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davalının müşteki, davacı ..."in ise sanık olduğu, çekişme konusu taşınmazda mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçundan açılan kamu davasının yargılaması sırasında, davacı ..."in savunmaları ile özellikle oğlu Murat"ın tanık olarak alınan beyanlarında muris ile davalı arasındaki satış olgusunu dolaylı olarak doğruladıkları görülmektedir. Diğer taraftan; davalının muris ile irsen bir bağlantısı bulunmamaktadır. Ekonomik sosyal durum araştırmasına göre davalının alım gücünün de bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde; açıklanan olgular yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, mirasbırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca; davanında reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.10.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılardan ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 13.00. TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 10.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.