Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15235
Karar No: 2019/3909
Karar Tarihi: 01.04.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/15235 Esas 2019/3909 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/15235 E.  ,  2019/3909 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine, dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davalı ... ’ın kredi kartı borcu nedeniyle alacaklı ....Bankası A.Ş. tarafından davalı ... hakkında... İcra Müdürlüğü"nün 2013/5613 sayılı dosyasından, ilamsız takip yapıldığını, daha sonra dosya alacağının müvekkili... Yönetimi A.Ş. Tarafından temlik alındığını, icra dosyasında 12/12/2011 tarihli haciz tutanağına göre borçluya ait haczi kabil menkul mal bulunmadığını, ..."ın muvazaalı olarak... mahallesi 638 ada, 55 parsel, 59 nolu bağımsız bölümdeki taşınmazını 25/02/2011 tarihinde ..."a devrettiğini, ..." ın da 11/07/2011 tarihinde 21744 nolu yevmiye numarası ile, davalının oğlu ..."a devrettiğini, davalı ..."ın İncilipınar mahallesi 638 ada 55 parsel 14 nolu bağımsız bölümü de 28/01/2011 tarihinde diğer oğlu ..."a devrettiğini belirterek, dava konusu 59 nolu bağımsız bölüm de kayıtlı taşınmaz yönünden davalılar arasında yapılan satış işlemlerinin iptali ile cebri icra yoluyla alacağın tahsili yetkisi verilmesine, Davalı ...’ın 14 bağımsız bölüm de kayıtlı taşınmazı elinden
    çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... : dava konusu devir işlemlerinin yasal ve usulüne uygun olduğunu, muvazaanın söz konusu olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...;davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...;davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, icra takibine konu borcun doğum tarihinin tam olarak belirlenemediği, buna ilişkin belge ibraz edilmediği, icra takip tarihinin 13.09.2011 olup, dava konusu iptali istenen tasarrufların tarihlerinin ise icra takip tarihinden önce 25.02.2011 ve 11.07.2011 tarihleri olduğu gözönüne alınarak tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığı, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, dair verilen karar,davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır. Bunlar; 1) Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (madde 118,126-136) 2) Ön inceleme, (madde 137-142) 3) Tahkikat, (madde 143-293) 4) Sözlü Yargılama (madde 184-186) ve 5) Hükümdür (madde 294.)
    Mahkemece, dilekçelerin (dava–cevap-cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri) karşılıklı verilmesinden sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirilir. Çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği ayrıca ihtar edilir (madde 139). Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder (HMK 140/1. madde). Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder; bu teşvik özellikle yasak savma ya da kanuni gerekliliğin yerine getirilmesi amacıyla değil, sonuca odaklanmak suretiyle gerçekten tarafların uyuşmazlığı

    bitirmeleri yönünde teşvik edecek şekilde yapılarak bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder (HMK 140/2 madde). Bu yönde bir kanaat edinmediği takdirde; ön incelemeye devam ederek ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür (madde 140/3). Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (madde 140/5). Özellikle dikkat edilmesi gereken nokta; ön inceleme duruşması tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği hususudur (madde 137/2).
    Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def"ileri inceleyerek karara bağlar (madde 142/1). Mahkemece ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir (HMK madde 138-142). Mahkemece ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması ya da hak düşürücü süre nedenlerin gerçekleşmesi gerekir. Bir başka deyişle ön inceleme duruşmasında verilecek kararlar usule ilişkin kararlar ile sınırlı olup, davanın esası hakkında (feragat, sulh, kabul gibi davayı sona erdiren taraf işlemleri hariç) karar verilemez. Bu hususlar dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilir. Taraflara gönderilecek davetiyede, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir.
    Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder.
    Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir (madde 186.)
    Somut olayda mahkemece 20.11.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında, tarafların sulh ve arabuluculuktan yararlanıp yararlanmayacakları sorulduktan sonra imzaları alınmış, taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları tespit edilmediği,karar verilen 07.06.2016 tarihli celseden önceki 05.05.2016 tarihli duruşmada, sadece davacı vekili hazır olduğu halde karar verilmek üzere incelemeye alınmasına karar verilmiş,bir sonraki celse sözlü yargılamaya geçileceği hususu belirtilmemiş taraflara bu yönde kanunun aradığı şekilde ihtaratlı bir bildirim de yapılmamış olup, 07.07.2016 tarihli duruşmada davacı vekili ile davalı ... vekilinin beyanları alınarak, tahkikatın bittiği ve sözlü yargılama aşamasına geçildiği bildirilmeden ve son sözleri sorulmadan davanın reddine dair karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan tarafların savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2-Kabule göre de;İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu davaların görülebilmesi için, diğer dava koşullarının yanında tasarrufun iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
    Somut olayda, davacı alacaklının alacağı 28.02.2002 tarihinde düzenlenmiş kredi sözleşmesi ve kredi kartından kaynaklanmaktadır. Dava konusu tasarruflar ise bu tarihten sonra 25.02.2011 ve 11.07.2011 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Mahkemece, borcun doğumunun tasarruf tarihinden sonra ödenmemiş kart borcunun doğum tarihi olarak kabul edilmiş ise de borçlu ile alacaklı arasındaki kredi sözleşmesi 28.02.2002 tarihinde imzalanmış ve bu tarihten itibaren sürekli yenilenen bir borç ilişkisi meydana gelmiştir. Bu nedenle borcun doğumunu yenilenen ilişki tarihi değil sözleşmenin

    imza tarihidir. Dairemiz ve Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir.
    Bu durumda, tasarruf borcun doğumundan sonra gerçekleştiğinden mahkemece, işin esasına girilerek taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) no’lu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi