14. Hukuk Dairesi 2018/4621 E. , 2019/5557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.05.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali tescil, 2. kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 26.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Çatalca 1. Noterliğinin 30.01.2001 tarih, 0726 yevmiye no"lu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile, bir kısım davalılar murisi ..., davalılardan ... ve ..."nın Murisleri ... adına kayıtlı olan 259, 304, 305, 377, 729, 894, 1052, 1245, 1509 parsel sayılı taşınmazlardaki hak ve hisselerinin tamamını 5.550.000.000TL bedelle müvekkili davacıya satmayı vadettiklerini, satış bedelinin nakden ve peşinen ödenmiş olup, davalıların paylarını devretmeye yanaşmadıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile müvekkilleri adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin belirlenerek şimdilik 10.000,00TL tazminatın faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ve bir kısım davalılar vekili zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu 259 parsel sayılı taşınmazın ifraz edilmesi sonucunda oluşan 6193 ve 6194 parsel sayılı taşınmazlar ile 377 ve 1245 parsel sayılı taşınmazların elbirliği mülkiyetine konu olması nedeni ile, bu taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine, dava konusu 304, 305, 691, 692, 1052, 1509 ve 729 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kabulüne, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.
Somut olaya gelince, mahkemece dava konusu 729 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalıların bu taşınmazda paylı malik olmadıkları gibi taşınmazın murisleri adına da kayıtlı olmadığı, gerekçeli kararın hüküm kısmında ... oğlu/kızı ... adına elbirliği halinde hisseli olarak tapuya kayıtlı olduğu belirtilmiş ise de, tapu kaydında ... oğlu ...’ın dava dışı paydaşlarla birlikte elbirliği halinde malik olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, tapu kaydında elbirliği halinde malik olan ... ile davalı ...’ın aynı kişi olup olmadığı hususunun araştırılması, aynı kişi ise, elbirliği halinde malik olması nedeni ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı doğmadığından bu parselle ilgili davanın reddine, dava konusu taşınmazda davalıların hak ve hissesi bulunmuyor ise davanın bu sebeple reddine, karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.