17. Hukuk Dairesi 2016/14853 E. , 2019/3907 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine, dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili tarafından davalılardan... İnşaat San.Tic.Ltd.Şti.’den olan alacaklarının tahsili için...İcra Müdürlüğü tarafından icra takibi başlatıldığını, borcun dayanağının 8 adet çek olduğunu, borçlu şirket elinde bulunan...köyü, 122 ada 28, 124 ada 21 parsel ve ...Mahallesi, 764 parsel sayılı taşınmazları alacaklardan mal kaçırmak için muvazaalı olarak aynı gün ..."ye devrettiğini, söz konusu taşınmazlar yönünden yapılan muvazaalı satışın iptali ile cebri icra yapma yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı.... İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. vekili; dosyaya sunulan aciz vesikasının bulunmadığını, aciz vesikasının sunulmasının dava şartı olduğunu dava konusu taşınmazları borcuna binaen ..."ye devrettiğini, taşınmazların devri sırasında davacı şirket lehine doğmuş bir borcun bulunmadığını ve devir tarihinde müvekkili şirket aleyhine herhangi bir takibin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; geçici ya da kesin aciz vesikasının dava şartı olarak dosyaya sunulması gerektiğini, düzenlenen haciz tutanağının yeterli açıklıkta olmadığını, geçici aciz vesikası sayılamayacağını, yapılan devrin muvazaalı olmadığını, müvekkilinin davalı Alka İnşaat
Şirketine vermiş olduğu borcun ödenmemesi üzerine, davalı şirkete ait olan dava konusu 3 adet taşınmazın kendisine devredildiğini, kısa bir süre sonra ise 3. kişilere satış yaptığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalılar ... ve ...; yetki itirazlarının bulunduğunu, kendilerinin davada 4. şahıs olduklarını bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, kendilerinin iyi niyetli olarak hareket ettiklerini, dava konusu taşınmazları emlakçı vasıtasıyla satın aldıklarını, emlak komisyon bedellerinin dahi ödendiğini, tüm ödemelere ilişkin makbuzların mevcut olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir.Satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtları varsa,alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilir. Bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarının da gözönünde tutulması gerekir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca
bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının İstanbul 30.İcra müdürlüğünün 2015/6450 sayılı takip dosyasındaki 28.12.2015 tarihli 4 adet çeke dayandığı, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği,borcun doğumuna ilişkin olarak davacı vekili tarafından 2014 yılına ait 45 adet fatura sunulduğu, alacağın gerçek olduğu,dosya içerisinde usulüne uygun olarak düzenlenmiş geçici ya da kesin bir aciz belgesi bulunmadığı Davacının yaptığı takiplerde davalı borçlunun borcu karşılamaya yetecek malı bulunmadığını gösteren haciz tutanakları da mevcut değildir. Mahkemece, ... İcra Dairesinin 2015/6450 sayılı dosyası ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/152 sayılı dosyası getirtilip incelenerek, davalı borçlunun malvarlığı üzerinde birden fazla İcra İflas Müdürlüğü tarafından haciz konulmuş olduğundan, borçlunun aciz haline olduğu tespit edildiği, iptali istenen tasarrufun ise takip konusu alacaktan sonra 30.12.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
İİK. 277. Madde hükmüne göre tasarrufun iptali davasını elinde kesin ya da geçici aciz belgesi olan alacaklı açabilir.
Aciz belgesi davanın her aşamasında hatta karar düzeltme aşamasında dahi ibraz edilebilir. Davalı borçlunun aczini gösteren kesin ya da geçici aciz vesikası dava şartı olduğundan,mahkemece tarafları farklı olan dava ve icra dosyaları incelenerek aciz hali belirlenemez. Bu durumda davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde esastan reddedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; sonuç itibarı ile davanın reddine dair verilen karar bu yönü ile isabetli olup, ancak davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerekmesine göre; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi gereğince davalı vekili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş olup yukarıda açıklanan gerekçeyle hükmün gerekçesi değiştirilerek ve hükmün 4. bendindeki “2.400,00 TL" ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “1.800,00 TL maktu” ibaresi eklenerek 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2.maddesi
delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın gerekçesi değiştirilerek ve hükmün 2. fıkrasındaki “2.400,00” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “1.800,00 TL maktu” ibaresi eklenerek hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.