Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6464
Karar No: 2016/1093
Karar Tarihi: 28.01.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/6464 Esas 2016/1093 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar kardeşlerdir ve bir ihalede zilyetliklerinde olan yerler için açık senet karşılığında sözleşme imzalarlar. İhale sonucunda, herkesin kullandığı yer davacıya ihale edilirken, davalı senedi iade etmez. Davacılar bu nedenle senedin iptaline karar verilmesini talep ederler. Birleşen dava, senedin davalı tarafından ciro edildiği gerekçesiyle, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve senedin iadesine yöneliktir. Mahkeme, birleşen davanın konusuz kaldığına karar verdikten sonra asıl dava yönünden, senedin teminat senedi olduğunu gerekçe göstererek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine hükmeder ve senedin iptali talebini reddeder. Ancak, karar gerekçesiz olduğu için bozulur ve birleşen dava konusunda esas hakkında karar verilmemesi kararı da bozma nedenidir. Hükmün bozulmasına karar verilir ve asıl ve birleşen dosya davacıları ile davalıları için takdir edilen vekalet ücreti belirlenir. Mahkeme kararı, Anayasanın 141.3 ve HUMK/HMK 388 (297) maddeleri uyarınca, mahkeme kararının gerekçeli olarak yazılması gerektiğine işaret eder.
19. Hukuk Dairesi         2015/6464 E.  ,  2016/1093 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2014
NUMARASI : 2008/48-2014/476

Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne birleşen dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen dosya davacısı vekili ile asıl dosya davalıları vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen dosya davacısı vek. Av. ... ile asıl dosya davalıları ve birleşen dosya davalıları vek. Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, tarafların kardeş olduğunu, zilyetliklerinde olan yer ile ilgili belediyenin yapacağı ihalede birbirlerinin yerleri için ihaleye girmeyeceklerine dair sözleşme imzalayıp açık senet verdiklerini, ihale sonucunda herkesin kullandığı yerin kendisine ihale edildiğini, davalının ise senedi iade etmediğini belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir, birleşen davada ise asıl davaya konu senedin dava açıldıktan sonra davalı ..."a anılan davalı tarafından da davalı ..."ya ciro edildiğini belirterek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, birleşen dosya davalısı ... tarafından dava konusu senede dayalı olarak başlatılan icra takibinin icra hukuk mahkemesinde açılan dava sonunda iptaline karar verildiği, birleşen davanın konusuz kaldığı, asıl davada senedin teminat senedi olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile davacının senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin davalı yedinde olduğu kanıtlanamadığından senedin iptali isteminin reddine, birleşen dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosya davacısı vekili ve asıl dosya davalıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Asıl dava yönünden; Anayasanın 141,III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HUMK"nın 388. (HMK"nın 297 md.), maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece verilen kararda HUMK"nın 388. (HMK"nın 297 md.) maddesine aykırı davranılarak asıl dava yönünden kararın gerekçesiz olarak yazılması usul ve yasaya aykırıdır.
Birleşen davaya gelindiğinde ise; birleşen dosyanın dava dilekçesinde davacı yan, netice talebinde davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin iadesine karar verilmesini talep ve dava ettiğini belirtmiştir. Davacı yanın bu talebinden, menfi tespit taleplerinin senet nedeniyle mi yoksa senede dayalı icra takibi nedeniyle mi olduğu hususu anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davacı yana talebi açıklattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, birleşen davaya konu senet nedeniyle yapılan icra takibinin iptal edildiği gerekçesiyle birleşen dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmediği gibi, davacı yanın senedin iadesi talebiyle ilgili olumlu – olumsuz bir hüküm kurulmaması ve hükümde esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği halde reddedilen birleşen dava sebebiyle birleşen dosya davalıları yararına vekalet ücretine hükmedildiğinin belirtilmesi de hüküm içerisinde çelişki yaratacak nitelikte olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre asıl ve birleşen dosya davacısı vekili ile asıl dosya davalıları vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen dosya davacısı ile asıl ve birleşen dosya davalıları yararına takdir edilen 1.350,00"şer TL. duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınıp yek diğerine ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 28/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi