Esas No: 2019/2376
Karar No: 2022/901
Karar Tarihi: 03.03.2022
Danıştay 3. Daire 2019/2376 Esas 2022/901 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/2376 E. , 2022/901 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2376
Karar No : 2022/901
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) ...
VEKİLİ: Av. ...
2- (DAVALI) ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. ...
İSTEMİN KONUSU: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına,... Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinden alınamayan 2010 yılının Mart ila Temmuz dönemlerine ilişkin muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 102. ve 103. maddeleri çerçevesinde, dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacakları için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin 27/09/2016 tarihinde tebliği ile tahsil zamanaşımının kesildiği ve kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren yeniden işlemeye başladığından alacağın tahsil zamanaşımına uğramadığı, dava konusu ödeme emrinin yüzde elli hisse oranı gözetilerek düzenlendiği anlaşıldığından davacı iddialarının yerinde görülmediği, davacının asıl borçlu şirketin 26/02/2010 ile 28/06/2010 tarihleri arasında ortağı olduğu, hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığı 28/06/2010 tarihinden sonraki dönemlere rastlayan borçtan sorumlu tutulamayacağından, dava konusu ödeme emrinin 2010 yılının Temmuz dönemine ilişkin kamu alacağına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, ödeme emirlerinin 2010 yılının Mart ila Haziran dönemlerine ilişkin kısmı yönünden ise asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında, tüzel kişilik adına kayıtlı ... plakalı 2009 model Volkswagen marka ve ... plakalı 1997 model Mercedes marka araçlarla, Hatay İli Belen İlçesi ... Köyü ... parselde mesken niteliğinde bir bağımsız bölümün olduğunun görüldüğü, her ne kadar araçlar ve gayrimenkul üzerinde rehin ve hacizler olsa da mal varlığı araştırmasının yapıldığı tarih itibarıyla söz konusu rehinlere ve hacizlere ilişkin son borç durumlarının araştırılıp sorulmadığı, araçlarla gayrimenkulun kıymet takdirlerinin yapılmadığı, alacağının asıl borçlu şirketin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceğinin somut bir biçimde ortaya konulmadığı, bu haliyle kamu alacağının davacıdan tahsili yoluna gidilmesinde hukuka uyarılık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında davalı idarenin yürütmenin durudulması kararına itiraz dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmemesinin savunma hakkını sınırladığı, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin şirketin elektronik posta adresinin bulunmadığı 27/09/2016 tarihinde elektronik ortamda tebliğinin usule uygun olmadığı, şirket adına yapılan tarhiyata ilişkin ilk derece mahkemesinin davanın reddi yolundaki kararına karşı kanun yoluna başvurulmuş olmasının bekletici mesele sayılmadığı, ... Nolu ihbarnamenin tebliğ tarihi itibarıyla alacağın zamanaşımına uğradığı, ortaklık hisselerinin 28/06/2010 tarihinde devredildiği, yasal defter ve belgelerin istenildiği sırada davacının şirketle ilgisinin bulunmadığı, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiş olsa da bu iddiaların da karar gerekçesine eklenmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından; asıl borçlu şirket adına yasal defter ve belgelerin süresinde incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle yapılan tarhiyata karşı açılan davada, davanın reddi yolundaki kararın temyiz incelemesi sonucunda kesinleştiği, ödeme emrinin şirkete tebliği sonrası mal varlığı araştırması yapılarak şirket adına kayıtlı araç ve gayrimenkule haciz uygulandığı, sözü edilen taşınmaz ve araçlar rehin ve kamu alacağından önce uygulanmış hacizler olduğundan, borç tutarı da gözetildiğinde, haczedilen malların satış bedelinin kamu alacağını karşılamayacağının açık olduğu, bu nedenle davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiği, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine şirketle ilgili olarak yapılan mal varlığı araştırması sonucunda şirket tüzel kişiliği adına kayıtlı olduğu tespit edilen ... plakalı 2009 model Volkswagen marka ve ... plakalı 1997 model Mercedes marka araç ile Hatay İli Belen İlçesi ... Köyü... parselde mesken niteliğinde bir bağımsız bölümün olduğunun anlaşıldığı, üzerlerinde rehin ve kamu alacağından önce konulmuş haciz kayıtlarının bulunduğu, takibe alınan borç tutarının 1.657.977,19 TL olduğu anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu oldukları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; aynı Kanunun 62. maddesinde ise, borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ödeme emrinin 2010 yılının Temmuz dönemine ilişkin kamu alacağına yönelik hüküm fıkrası ile davacının istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Ortakların şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak asıl borçlu şirket hakkında kesinleşmiş bir vergi borcunun bulunması ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun tüzel kişiliğin mal varlığından tamamen veya kısmen alınamadığının açıkça ortaya konulmasını gerektirir.
Vergi Mahkemesince, dava konusu ödeme emrinin 2010 yılının Mart ila Haziran dönemine ilişkin kamu alacakları yönünden, şirket hakkında mal varlığı araştırmasının yapıldığı tarih itibarıyla söz konusu rehin ve hacizlere ilişkin son borç durumlarının araştırılmadığı, kıymet takdirlerinin yapılmadığı dolayısıyla kamu alacağının şirketin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceğinin somut bir biçimde ortaya konulmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin değinilen kısmı iptal edilmiş ve bu karara karşı yöneltilen davalı idare istinaf başvurusu da reddedilmiş ise de asıl borçlu şirketin takibe alınan vergi borcunun 1.657.977,19 TL olduğu, asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında saptanan 1 adet gayrimenkul ve ... plakalı araç üzerinde Kuveyt Türk lehine ipotek, ... plakalı araç üzerinde İskenderun 1.Noterliğince konulan rehin ve davalı idarece uygulanan hacizden önce konulmuş hacizler bulunduğu dikkate alındığında sözü edilen varlıklar satılsalar dahi bedelinin borcu karşılamayacağı açık olduğundan davacının asıl borçlu şirket borçları nedeniyle ortak sıfatıyla takibi için gereken koşulların oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, aksi yöndeki gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının dava konusu ödeme emrinin 2010 yılının Mart ila Haziran dönemine ilişkin kamu alacaklarına yönelik hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, davacı istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddine,
4. Kararın, ödeme emri içeriği 2010 yılının Temmuz dönemine ilişkin kamu alacağına yönelik hüküm fıkrasının ONANMASINA,
5. Davalı İdarenin temyiz isteminin kısmen kabulüne,
6. Kararın, ödeme emri içeriği 2010 yılının Mart ila Haziran dönemine ilişkin kamu alacağına yönelik hüküm fıkrasının BOZULMASINA, 03/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla kararın bozma hükmüne katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.