Esas No: 2019/1177
Karar No: 2022/905
Karar Tarihi: 03.03.2022
Danıştay 3. Daire 2019/1177 Esas 2022/905 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/1177 E. , 2022/905 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/1177
Karar No : 2022/905
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, yönetim kurulu başkanı olduğu ... Gıda Turizm Taşımacılık Temizlik Güvenlik ve Mobilya Sanayi Ticaret Anonim Şirketinden alınamayan 2013 ilâ 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... ve ... takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının 26/05/2011 tarihinden itibaren yönetim kurulu başkanı olduğu ... Gıda Turizm Taşımacılık Temizlik Güvenlik ve Mobilya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi'nin yönetim organının yetkilerinin tümünün ... Sulh Ceza Hakimliğinin ... tarih ve ... Değişik İş sayılı kararıyla kayyumlara devredilmesine karar verildiği anlaşıldığından, ödeme emri içeriği borçların doğdukları dönemde kanuni temsilci olmayan davacının sorumluluğundan söz edilemeyeceği, bu nedenle dava konusu ödeme emirlerinin asıl borçlu şirketin beyanı üzerine tahakkuk eden 2016 yılının Nisan ve Haziran dönemlerine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, değinilen dönemler dışındaki ödeme emri içeriği borçların asıl borçlu şirket tarafından 12/10/2016 tarihinde 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı, yapılandırmadan sonra ödenmeyen vergi borçları için yeni oluşan hukuki duruma göre şirket adına yeniden ödeme emri düzenlenmeden, vergi borcunun yapılandırmadan önceki durumu dikkate alınarak tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesi kararının; dava konusu ... takip numaralı ödeme emrinin 2016 yılının Nisan ve Haziran dönemi dışında kalan kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu, asıl borçlu şirkete Ceza Hakimliğince 16/03/2016 tarihinden itibaren kayyum atandığı dolayısıyla bu tarih itibarıyla kanuni temsilci olmayan davacının şirketin vergisel ödevlerinin yerine getirilmesinde kusuru bulunduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle, ödeme emri içeriği diğer kamu alacaklarına ilişkin hüküm fıkralarına yöneltilen istinaf başvurusu ise kararın değinilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu ödeme emri içeriği borçların asıl borçlu şirketin beyanı üzerine tahakkuk eden vergiler olduğu, vergi borçları 12/10/2016 tarihli başvuruyla 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılmasına karşın herhangi bir ödemede bulunulmadığı, yapılandırmanın ihlali halinde asıl borçlu şirket adına yeniden ödeme emri tanzimine dair yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, alacağın asıl borçlu şirketten tahsili imkanı olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, 26/05/2011 tarihinden itibaren yönetim kurulu başkanı olduğu ... Gıda Turizm Taşımacılık Temizlik Güvenlik ve Mobilya Sanayi Ticaret Anonim Şirketinden alınamayan 2013 ilâ 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin davacıya 08/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, değinilen şirkete 16/03/2016 tarihinde Ceza Hakimliği kararıyla kayyum atandığı, ödeme emri içeriği borçların asıl borçlu şirket tarafından 12/10/2016 tarihinde 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı, borçların vadesinde ödenmediği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının 16/03/2016 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kısmına yönelik hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Diğer yandan, af kanunları kapsamındaki yapılandırma sonucunda vergi borçlarıyla ilgili olarak ortaya yeni bir hukuki durum çıkmasına karşın, bu durumun; şirket tüzel kişiliği nezdinde yapılandırma öncesinde usulüne uygun biçimde tamamlanmış olan takibin yeniden başlatılmasını başka bir ifadeyle yapılandırmanın ihlalinden sonra asıl borçlu adına yeniden ödeme emri düzenlenerek mal varlığı araştırması yapılmasını gerektirdiğinden söz edilemez. Ayrıca kamu alacağının ilgili olduğu dönemde kanuni temsilci olmakla birlikte bu sıfatı asıl borçlu şirkete kayyum atanmakla yapılandırma öncesi sona eren davacının,bu durumu söz konusu borçtan sorumluluğunu ortadan kaldıracağından, ihlal edilen yapılandırmanın konusunu oluşturan kamu alacağıyla ilgili olarak bu aşamada davacının sorumluluğundan bahisle adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenle, yapılandırmanın ihlaliyle şirket tüzel kişiliği nezdinde yeniden bir takip başlatılması gerektiği yolunda ulaştığı aksi yöndeki yargıyı hükme esas alan Vergi Mahkemesi kararının; dava konusu ödeme emirleri içeriği kamu alacağının 16/03/2016 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kısımları dışında kalan kamu alacağına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine,
2. Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ödeme emirleri içeriği kamu alacağının 16/03/2016 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın; ödeme emirleri içeriği kamu alacağının 16/03/2016 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kısımları dışında kalan kamu alacağına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 03/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin, kanuni temsilciler, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, kurala bağlanmış olup; bu düzenleme uyarınca, kamu alacağı borçlu şirketten tahsil edilemediği takdirde tahsili amacıyla, borcun ait olduğu dönemde kanuni ödevlerini yerine getirmeyen şirketin kanuni temsilcisi olan kişi ve kişiler adına, kanuni temsilcinin ölümü halinde ise, mirası reddetmemiş kanuni mirasçısı adına ödeme emri düzenleneceği tartışmasızdır.
6736 sayılı Kanun'un 10. maddesinde, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği kurala bağlanmıştır.
Davalı idarece, bir kısım borcun ait olduğu dönemde kanuni temsilci olan davacı adına ödeme emri düzenlendiği anlaşılan olayda, 6736 sayılı Yasa kapsamında borcun yapılandırılmasının verginin doğduğu dönemdeki sorumlu olan açısından bir değişikliğe neden olmayacağı ve yapılandırmanın yapıldığı dönemde asıl borçlu şirkete ait vergi borçlarının yapılandırıldıktan sonra ödenmemesi halinde verginin doğduğu dönemdeki kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidilebileceği gibi ayrıca borcun yapılandırıldığı dönemdeki kanuni temsilcilerin sorumluluğuna da gidilebileceği açıktır.
Bu durumda, borcun doğduğu dönemden sonraki dönemlerde şirketi idare edenlerin herhangi bir tasarrufunun; borcun doğduğu dönemdeki kanuni temsilciye yasa ile yüklenen sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı, yukarıda sözü edilen Yasa'nın 10. maddesinde, ikiden fazla taksidin ödenmemesi durumunda yasadan yararlanma hakkının kaybedileceğinin belirtildiği, şirket tarafından yapılandırılan borcun vadesinde ödenmemesi üzerine taksitlendirmenin iptal edildiği ve böylece kamu alacağının, yasal şartların oluşması halinde verginin doğduğu dönemdeki kanuni temsilciden tahsilinin mümkün hale geldiği oyuyla dava konusu ödeme emirleri içeriği kamu alacağının 16/03/2016 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kısımları dışında kalan kamu alacağı yönünden Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.