11. Hukuk Dairesi 2016/7904 E. , 2018/1569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ...(KAPATILAN) .... FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR
Taraflar arasında görülen davada ... ... (Kapatılan) .... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen .../03/2016 tarih ve 2013/153-2016/... sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 27/02/2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı şirket vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacıya ait “...” ibareli markanın 1999 yılından bu yana fiilen kullanıldığını, “...” unsurlu markaların davacı adına 35. sınıfta tescilli olduğunu, davalının ticaret unvanında yer alan “...” ibaresini markasal olarak reklamlarında, ticari evraklarında, poşetlerde, tabelasında ve internet sitesinde kullanmak suretiyle davacı markasına tecavüz ettiğini, davalının davacı ile aynı ürünleri pazarladığını, davalının tecavüzü nedeniyle davacı şirketin zarara uğradığını ileri sürerek, davalının ticaret unvanından “...” ibaresinin terkinine, marka hakkına tecavüzün önlenmesi için katalog, broşür, ambalaj malzemeleri, fatura, irsaliye, tabela, materyal, makine ve araç gereçlere el konulmasına, “...” alan adının iptaline, 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 56.900,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davalının dava konusu ibareyi sadece ticaret unvanı olarak kullandığını, davalının kullanımı ile davacının markası arasında büyük farklılıklar bulunduğunu, karıştırılma ihtimalinin olmadığını, davacı ile davalının farklı bölgelerde faaliyet gösterdiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, davalının ticaret ünvanında geçen “...” kelimesinin ticaret sicilinden terkinine, davacının marka hakkına tecavüz eden davalının tecavüzünün men"ine, davalıya ait “...” ibareli alan adının kullanılmasının engellenmesine, 5.000,00 TL manevi ve 56.900,00 TL maddi olmak üzere toplam 61.900,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kararın ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
...- Dava, davalının ticaret unvanından “...” ibaresinin terkini, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, ... alan adının iptali, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
Davalı vekili, davalı tarafça “...” ibaresinin 1996 tarihinden beri kullanıldığını savunarak, dosyaya ... Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Memurluğunun ilanına ilişkin belge ibraz etmiştir. Tarih taşımayan bu ilanda, davalı şirketin ortağı olan ...’ın “...” unvanı altında “dayanıklı tüketim malları satışı ve tüp” meslek dalı için ... Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kaydının yapıldığı ve bu hususun ilan edildiği belirtilmektedir. Söz konusu ilanda tarih bilgisine yer verilmediğinden ... Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Memurluğundan ilgili kaydın tarihinin sorulması ve davalı şirket ortağı olan ... adına olan kayda ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilmesi, davalı şirket ortağının “...” ibaresini kullanımının tespit edilmesi gerekmektedir. Böylece, davalı şirketin ortağı olan ...’ın ... Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Memurluğundaki kaydının davalıya öncelik hakkı tanıyıp tanımayacağının, bu hususun davaya etkisinin değerlendirilmesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı, davalının bu konudaki savunması hakkında bir gerekçeye yer verilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
...- Davacı vekili, dava dilekçesinde ve .../11/2014 tarihli celsedeki beyanında maddi tazminat talebini açıkça davalının markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca yani 556 sayılı KHK"nin 66/b maddesine dayandırmıştır. Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davalının beyaz eşya satışından elde ettiği kârın davacının maddi zararı olduğu kabul edilerek taleple bağlı kalınarak maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı ... ve ... bayisi olduğunu dolayısıyla ... ve ... markalı ürünlerin satışını yaptığını, davalının elde ettiği kazancın da bu markalı ürünlerin satılması sebebiyle oluştuğunu savunmuş olup, sunulan fatura ve internet sitesi içeriklerinden de davalının ... ve ... markalı ürünleri sattığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davalının dava konusu olan “...” markasını kullanmak suretiyle elde ettiği kazancın tespiti ile bu kullanımın davalı kazancındaki oranının belirlenmesi, hükmedilecek maddi tazminatın buna göre hesaplanması gerekirken davalının ... ve ... markalı ürünleri satışı nedeniyle bunun kazancına katkısı nazara alınmaksızın davalının beyaz eşya satışından elde ettiği tüm kârın maddi tazminata esas alınması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (...) ve (...) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/03/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dava, davacıya ait tescilli "..." ibareli markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespit ve men"i ile maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dairemizin yerleşik uygulaması gözetildiğinde, tescilli ticaret unvanındaki kılavuz sözcüklerin unvanın olağan kullanımı dışında "markasal olarak kullanılması" ve 556 sayılı KHK"nın 7. ve 8. maddesi hükümleri gereğince diğer koşulların varlığının saptanması halinde, bu olgu tescilli markaya tecavüz olarak değerlendirilebilir. Böyle bir durumun varlığı halinde, mahkemece, davalının unvanını tescilsiz marka olarak kullanmak suretiyle tescilli markaya tecavüzde bulunduğunun saptanması ve bu durumun doğal sonucu olarak unvanın "markasal olarak kullanımının önlenmesine" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir. Ancak, mahkemece, yerinde bir tespit ile markaya tecavüzün unvanın markasal olarak kullanılması suretiyle ortaya çıktığı kabul edilmiş iken tescil edilmiş ticaret unvanının olduğu gibi kullanılması halinde dahi doğrudan markaya tecavüz fiilini oluşturacağı gibi kabul edilemez bir sonucu tevlit eder mahiyette ve kabulle çelişecek biçimde markaya tecavüz nedeniyle ticaret unvanının sicilden terkinine hükmedilmesi yerinde olmamıştır.
Öte yandan, böylesi bir durumda, markanın ve unvanın korudukları değerin aynı olmaması, en basit anlatımla markanın mal ve hizmeti, unvanın ise işletmeyi koruyan niteliği gereği, tescilli ticaret unvanının kullanımının, kamuca tanınmış bir hakka dayalı olmakla, sicilden terkin edilmediği sürece haksız rekabete vücut vermesi de söz konusu olamaz.
Tüm bu hususlar gözetildiğinde, Daire kararında sözü edilen diğer bozma nedenleri yanında, davalı yan vekilinin yukarda açıklanan hususlara ilişen temyiz itirazlarının da kabulü gerektiği kanısına vardığımdan, davalı vekilinin bir kısım temyiz itirazlarının reddi cihetindeki Daire çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum.