3. Hukuk Dairesi 2017/9410 E. , 2019/5886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, 26.09.2014 tarihinde açtıkları işbu davada , davalı ile aralarında 01.07.2004 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini ,bu sözleşme ile davalının ... Mahallesi ... Sokak No.24 ... adresinde yer alan işyerini kiraladığını, mevcut aylık kira bedelinin 6.210 TL olduğunu ancak bu bedelin bölgede uygulanan emsal kira bedelleri karşısında oldukça düşük kaldığını bu nedenle davalı kiracıya 27.05.2014 tarihinde keşide edilen ihtarname ile kira bedelinin yeni dönem için arttırılarak 12.500 TL olarak ödenmesinin bildirilmesine rağmen davalının yeni dönem kira bedellerini aylık 6.815,00 TL olarak ödemeye başladığını fakat bu artışın kabul edilebilir olmadığını belirterek aylık kira bedelinin 12.500 TL olarak tespitine ve işbu kira bedelinin 01/07/2014 tarihinden başlayan kira döneminden itibaren geçerli sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 10.03.2014-26.11.2014 tarihleri arasında aylık kira bedelinin dosya kapsamında aldırılan ve enflasyon oranına göre belirlendiği anlaşılan stopaj dahil 12.449,43 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Y.İ.B.K. ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre “hak ve nesafet” ilkesi uyarınca kira parasının tespitine karar verilirken öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı, bilirkişi marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri tek tek görülüp incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak, dava konusu yer ile ayrı ayrı (konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb.) kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli, hakimce bu kira parası dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parasına hükmedilmelidir.
Olayımıza gelince; Taraflar arasında düzenlenen 01.07.2004 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, kira bedelinin tesbiti için taşınmaz mahallinde keşif yapılmış; bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmında dava konusu taşınmazın 01.07.2014 tarihindeki kirasının 12.000 TL olacağı kanaatinde varıldığı belirtilmesine rağmen raporun üst kısmında taşınmazın 01.07.2014 tarihindeki kirasının 11.000 TL olacağı kanaatine varıldığı belirtilerek çelişki yaratılmış olup Mahkemece, rapor içerisindeki işbu çelişki giderilmeden hükme esas alınarak karar verilmesi hatalı olduğu gibi kira bedelinin brüt olarak tesbiti gerekirken net olarak tesbitine karar verilmiş olması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK"nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.