Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/7585
Karar No: 2022/872
Karar Tarihi: 03.03.2022

Danıştay 3. Daire 2019/7585 Esas 2022/872 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/7585 E.  ,  2022/872 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/7585
    Karar No : 2022/872

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Müdürlüğü/...

    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU :...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu ...Sağlık Hizmetleri Eğitim Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2010 yılının Ocak ila Mart dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan amme alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ...tarih ve ...takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ödeme emri içeriği kamu alacaklarının asıl borçlu şirket 14/07/2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilmeden önce yahut terkinden sonra ilgili dönem kanuni temsilcisine tebliğ edilerek kesinleştirildiğine ilişkin ihbarname tebliğ alındısı bulunmadığı, ticaret sicilinden terkin edilen asıl borçlu şirket adına bu tarihten sonra yapılan vergilendirme ve tahsilata yönelik işlemlerin hukuki sonuç doğurması mümkün olmadığından davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin tebliğ edildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığı, takip işlemleri sonucunda tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :

    Davacı adına, asıl borçlu şirketten alınamayan 2010 yılının Ocak ila Mart dönemlerine ait muhtelif amme alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emrinin düzenlendiği, bahsi geçen şirketin 17/07/2014 tarihinde ticaret sicilinden re'sen kaydının silindiği, dava konusu ödeme emri içeriği borca yönelik olarak şirket adına tanzim edilen ihbarnamelerin davacı şirket yetkilisinin kardeşine 06/07/2015 tarihinde, ödeme emirlerinin ise 28/09/2018 tarihinde şirket müdürünün ikametgah adresinde aynı konutta oturan şerhiyle ...'ye tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Kanunun 10. maddesinin birinci fıkrasında, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği öngörülmüş, ikinci fıkrasında, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve bunlara bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinin; 5904 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile eklenen ve 03/07/2009 tarihinde yürürlüğe giren 9. fıkrasında, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatının ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacağı, limited şirket ortaklarının, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacakları kurala bağlanmıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bir şirketin borçlu kılınabilmesi ise ancak tüzel kişilik kazandığı tarih ile bu kişiliğin sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde olanaklıdır. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre de şirketlerin tüzel kişilikleri ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ticaret sicilinden kaydı silinen ve hukuksal varlığı sona eren bir kurumun bu tarihten sonra haklara sahip olması, borçlu kılınması, temsili, yargı yerlerinden hukuksal koruma istemesi mümkün olmayacaktır.
    213 sayılı Kanunun yukarıda kuralına yer verilen 10.maddesi uyarınca, kanuni temsilcilerin tüzel kişiliğin borçları nedeniyle takip edilebilmesi için de öncelikle temsilcisi olduğu tüzel kişi adına usulüne uygun tarh ve tahakkuk ederek kesinleşmiş bir kamu alacağının bulunması gerekmektedir.

    Olayda, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan asıl amme borçlusu şirket adına düzenlenen ...tarih ve ...ila ...takip numaralı ihbarnamelerin şirketin ticaret sicilinden kaydının silinmesinden sonra, 06/07/2015 tarihinde şirket yetkilisinin kardeşine tebliğ edildiği ancak 17/07/2014 tarihi itibarıyla hukuk aleminden kalkmış olan şirket hakkında idari işlem tesisine ve bu işlemlerin hukuk düzeninde sonuçlar doğurmasına olanak bulunmadığı gibi şirketin ticaret sicilinden terkininden sonra kanuni temsilciye tebligat yapılması halinde de şirket nezdinde usulüne uygun olarak tarh ve tahakkuk ederek kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, yazılı gerekçeyle verilen kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:

    Açıklanan nedenlerle;
    1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
    2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi