4. Ceza Dairesi Esas No: 2016/2122 Karar No: 2020/4303 Karar Tarihi: 27.02.2020
Tehdit - yaralama - hırsızlık - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/2122 Esas 2020/4303 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın temyizi sonucunda, hırsızlık suçuna ilişkin düşme hükmü onanırken, tehdit ve yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri bozulmuştur. Kararda, müştekiler ile tanıkların beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmeye çalışılması gerektiği belirtilmiş ve Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu vurgulanmıştır. 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca kararın bozulması ve yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülmesi ve sonuçlandırılması için dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri: TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümleri, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi.
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; A)Sanık hakkında hırsızlık suçuna ilişkin kurulan düşme hükmünün temyizinde; Şikayetten vazgeçme nedeniyle verilen düşme kararına yönelik sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, B)Sanık hakkında tehdit ve yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizine gelince; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)Sanığın aşamalarda suçlamaları kabul etmemesi, müşteki Ömer"in soruşturma aşamasında babası olan sanığın suç tarihinde kapılarına geldiğini, bıçak sakladığını farkettiğini, kendisine bıçakla saldırdığını ve kapıyı kapatınca ""sizi öldüreceğim"" şeklinde sözlerle tehdit ettiğini, kovuşturma aşamasında ise sanığın kendisini tehdit etmediğini beyan etmesi, müşteki Hacer"in soruşturma aşamasında sanığın kapıyı kapatınca kendisini tehdit ettiğini, kovuşturma aşamasında oğlu ile kendisini tehdit ettiğini ancak oğluna vurduğunu görmediğini beyan etmesi, tanıklardan ..." nın eylemleri doğrulamış, Penbe Oral"ın ise doğrulamamış olması karşısında; müştekiler ile tanıkların aşamalarda ve birbirleri ile aralarında olan çelişkilerin giderilmeye çalışılması, giderilemediği takdirde hangi beyana ne suretle üstünlük tanındığının açıklanıp tartışılması ve eylemlerin gerçekleşip gerçekleşmediği, tehdit eyleminin gerçekleştiğinin kabulü halinde ise yanlız müşteki Hacer" e yönelik olup olmadığının belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile hükümler kurulması, 2) Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.